11. Hukuk Dairesi 2017/3619 E. , 2019/2416 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/02/2017 tarih ve 2015/698 E. - 2017/57 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabul kısmen reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/06/2017 tarih ve 2017/613-2017/618 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 26.03.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilinin davalı firmanın yurtdışındaki işyerlerine, alt taşıyıcısı Baboğlu Nakliyat Ltd. Şti."nin araçları ile davalının emtialarını naklettiğini, davalı firmaya ait emtianın taşıma sırasında 31/07/2013 tarihinde hasarlandığını, söz konusu emtianın Güneş Sigorta A.Ş. tarafından nakliyat rizikolarına karşı sigortalandığını, ilk etapta sigorta şirketi hasar bedelini davalı firmaya ödenmediği için davalının da müvekkilinin birikmiş cari hesap alacağı olan 538.995,36 TL"yi ödemediğini, bunun karşılığı olarak 05/09/2013 tarih ve 947742 sıra nolu “hasar tazminat bedeli” açıklaması ile bu miktarda iade faturası düzenlediğini, ancak davalı şirketin bu olay nedeniyle Güneş Sigorta A.Ş."den 480.370,00 TL. tahsil ettiğini, oluştuğu iddia edilen hasar bedelinin sigortacı tarafından sigorta ettiren davalı ...’ye ödenmesi nedeniyle hasar talep hakkının dava dışı Güneş Sigorta A.Ş’ye geçtiğini, Güneş Sigorta A.Ş.’nin de TTK’nın 1301 maddesine dayanarak davalının haklarına halef olarak davacı ... alt taşıyıcı Baboğlu Ltd. Şti. aleyhine Hopa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/249 E. sayılı dosyası ile rücu davası açtığını, kusur konusunun bu dosyada tartışıldığını, müvekkilinin hasar bedeli karşılığı olarak alacaklarından mahsup edilen ve ödenmeyen alacaklarının tahsili için giriştikleri icra takibinin, davalının haksız itirazı sonucunda durduğunu, davalının hasar karşılığını sigorta şirketinden tahsil etmiş olmasına rağmen ikinci kez tahsil etmeye çalıştığını, bütün hususların ticari defterlerde yer aldığını ileri sürerek, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkilinin bilgisi dışında 12 adet malzemenin alt taşıyıcı Babaoğlu Nakl. Ltd. Şti."nin tırlarına yüklediğini, alt nakliyecinin taşıması esnasında 31/07/2013 tarihinde Gürcistan’da kaza meydana geldiğini ve müvekkiline ait malzemelerin zarar gördüğünü, daha sonra davacının devrilen tırdaki malzemeleri bir başka tıra yükleyerek davalıya bilgi vermeden Haydar Aliyev Havalimanı"na getirdiğini, bu nedenle idare nezdinde müvekkilinin sanki ayıplı mal satarcasına zor durumda kaldığını, uğranılan zarardan çok prestij kaybı yaşadıklarını, söz konusu malzemelerin Schindler Şirketi tarafından hasar tespiti yapılsa da kullanılmasının mümkün olmadığının belirtilmesi nedeniyle yeni malzemeler satın alındığını, yeni malzemelerin sipariş edilmesinden sonra tarafların anlaşarak sipariş edilen malzeme kadar davalı şirketçe taahhüt edilen işte yaşanacak gecikme ve oluşacak zararlara ilişkin “hasar tazminat bedeli” faturasının kesilmesi ve emtia nakli sigorta poliçesi doğrultusunda sigorta şirketi tarafından bir ödeme yapılması halinde de bu bedelin davalıya ait olması konusunda şifahi olarak anlaştıklarını, bu mutabakat sonrasında müvekkilinin davacı tarafa 05/09/2013 tarih ve 947742 nolu 199.200,00 Euro bedelli “hasar tazminat bedeli” olarak faturayı düzenlediğini, davacının da bu faturayı kayıtlarına aldığını, davalının sigorta şirketine 12 adet Mcset Orta Gerilim Panolarında oluşan hasar bedelinin ödenmesi için müracaatı sonrasında sigorta şirketi tarafından müvekkili şirkete 26/02/2014 tarihinde hasar bedeli olarak 486.710,23 TL ödeme yapıldığını, Schindler firmasından hasar gören yeni panoların 11/09/2013 tarihinde sipariş edilse de ancak 5 ay sonra 20/12/2013 tarihinde teslim edilebildiğini, davacının hasar bedelinin sigorta şirketinden alınmasına karşın müvekkilinin ikinci kez hasarı tahsil etmeye çalıştığını iddia etmiş olsa da anılan iade faturasının tarafların muvafakati ile müvekkilinin uğradığı ve uğrayacağı zararlara karşılık düzenlendiğini, müvekkilinin ilk zararının 12 adet panonun yeniden alınması nedeniyle uğranılan zarar olup farkının sigorta şirketince eksik olarak karşıladığını, ikinci zararın ise hasar gören malzemelerin yeniden siparişi sonrasında imalatın ancak 20/12/2013 tarihinde tamamlandığından, yani malzemenin 5 ay gecikmeli olarak gelmesi nedeniyle müvekkilinin taahhüdünü 5 ay gecikmeli olarak yapmasından ve bu sürede elektrik ihtiyacının karşılanmasında sorunlarla karşılaşıldığından dolayı uğradığı zarar olduğunu, davacı tarafın kayıtlarına aldığı ve davalının kestiği faturanın bu olay nedeniyle oluşan zararı dahi karşılamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının uğradığı zararlar sebebiyle davacıya 199.200 Euro (538.995,36 TL) bedelli bir adet "Hasar Tazminat Bedeli " açıklamalı fatura düzenlediği, faturanın davacı defterlerine kaydedildiği, davalının davacıdan aldığı nakliye hizmet borçlarının takip edildiği alıcılar hesabına virman yapıldığı, faturadaki bu bedel ile davalının hasar gören 12 adet panonun alımı için dava dışı SCHNEIDER San. ve Tic. A.Ş"ye ödediği bedel aynı olduğundan davalının davacı adına düzenlediği faturanın 12 adet pano bedeli olduğu anlaşıldığı davalı tarafın 199.200 Euro bedelli faturanın 12 adet pano dışındaki zararlara ilişkin olduğu iddiasının yerinde görülmediği, davalının pano bedelinden doğan zararı sovtaj bedeli hariç dava dışı Güneş Sigorta AŞ’den tahsil ettiği, davacıdan da mükerrer tahsilat yaparak sebepsiz zenginleştiği, davacı, davalı tarafın taşıma sırasında zarar gören panoların yeniden imal edilmesi nedeni ile oluşan zararını ve 199.200 Euro hasar bedelini kabul ettiğinden, bu kabulden sonra davacı, sigortadan para aldığı için taşıma ücretinden mahsup edilen fatura bedeli kadar tutarın iadesini davalıdan talep edemeyeceği, ancak davalının mükerrer tahsilatı sebebiyle sebepsiz zenginlenmesinden doğan miktarı talep edebileceği, bu miktarın sigortanın davalıya ödediği tazminat miktarı ile davalının elinde kalan hasarlı panoların sovtaj bedeli toplamı kadar olduğu, bu sebeple davacının sigorta tarafından ödenen 480.370,52 TL ile sovtaj bedeli 16.000,00 TL toplamı olan 496.370,52 TL"yi talep etmekte haklı olduğu, davalının icra dosyasındaki bu miktar asıl alacağa yönelik itirazı yerinde olmadığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının 496.370,52 TL asıl alacak için itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının itirazında haksız olduğu anlaşıldığından kabul edilen miktarın taktiren %20 oranında hesaplanan 99.274,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
İstinaf Mahkemesince, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının yerinde görülmediğinden reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde görülmekle kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 08/02/2017 tarih ve 2015/698 E.-2017/57 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, davanın kısmen kabulüne, davalının 496.370,52 TL. asıl alacak için itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin ve alacağın yargılamayı gerektirdiği ve likit olmadığı gerekçesiyle davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince dava, taşıma sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf Mahkemesince, alacağın yargılamayı gerektirdiği ve likit olmadığı gerekçesiyle davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de dava konusu takip fatura ve cari hesap alacağından kaynaklandığından likit niteliktedir. Bu nedenle yasal olmayan gerekçe ile icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 33.875,67 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.