16. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/793 Karar No: 2020/2876 Karar Tarihi: 10.09.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/793 Esas 2020/2876 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri bir taşınmazın belirli bir bölümünü Hazineye aitken üzerindeki zilyetliklerine dayanarak talep etmiştir. Mahkeme, taşınmazın belirli bölümünün davacıların lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğuna karar vererek tesciline hükmetmiştir. Ancak bu karar, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yüksek Mahkeme ise davacıların zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğuna dair kararı bozmuş, taşınmazın kadastro sırasında tescil harici bırakılan bir taşınmaz olduğu ve Hazineye ait olduğu belirtilmiştir. Fakat Daire, davacıların lehine imar ihyaya dayalı zilyetlikle taşınmaz edinim koşullarının oluştuğunu doğrulamış ve yerel mahkeme kararını onamıştır. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi.
16. Hukuk Dairesi 2020/793 E. , 2020/2876 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın bozulmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... ve arkadaşları tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ... ve arkadaşları, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacılar adına tesciline karar verilmiş ve hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23.10.2019 tarih 2019/4674-2019/6772 Esas-Karar sayılı ilamıyla; "Davanın, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkin olduğu, Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de TMK"nın 713. ve Kadastro Kanunu"nun 14. maddeleri uyarınca tespit harici bırakılan bir taşınmaz üzerinde davacılar ve murislerinin 20 yılı aşkın süredir zilyet oldukları belirlenmiş olmakla beraber dosya arasında, bulunan evraktan Hayri mirasçısı olan davacılardan ..."a ... olduğu belirtilerek ecrimisil ihbarnemesi gönderilmesi üzerine adı geçen, Hazineye hitaben yazdığı 17.06.2010 tarihli dilekçesi ile, davaya konu taşınmazın Hazineye ait olan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ifade ederek adına tahakkuk ettirilen ecrimisil bedelinin bir kısmını peşin ödeyeceğini belirtip, kalan kısmını ise taksitler halinde ödemeyi taahhüt ettiğine göre davacıların dava konusu taşınmaz bölümü üzerindeki zilyetliklerinin malik sıfatıyla olduğundan söz edilemeyeceği belirtildikten sonra, mahkemece bu husus gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, bu kez bozma ilamına karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Çekişmeli taşınmaz bölümünün, bölgede 5602 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro sırasında tescil harici bırakıldığı, öncesinde Sakarya Nehrinin yatağı iken yatak değiştirmesi sonucunda davacıların murisi ... tarafından bitişiğinde bulunan 888 parsel (yenileme ile 104 ada 1) ile birlikte 1960’lı yıllarda zilyet ve tasarruf edilmeye başlandığı, taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından sunulan raporda, taşınmaz bölümünün 1978 ve 1991 tarihli hava fotoğraflarına göre sürülmüş, nadasa bırakılmış, sabit sınırlarının şimdiki haliyle mevcut olduğunun, ziraatçı ve jeolog bilirkişi raporunda ise, 2. sınıf tarım arazisi niteliğinde olup, dere yatağı niteliğinde bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar; Hazine tarafından 27.05.2010 tarihli ecrimisil ihbarnamesi düzenlenmiş ve davacılardan ... tarafından 27.05.2010 tarihli dilekçe ile ecrimisilin taksitle ödenmesi hususunda talepte bulunulmuş ise de; aralarında elbirliği mülkiyeti ilişkisi bulunan davacılardan birinin ecrimisil ihbarnamesini alması (tebellüğ etmesi) ve ödeme taahhüdünde bulunmasının diğer mirasçılar aleyhine hüküm ifade etmeyeceği göz önüne alındığında dosya kapsamına göre davacılar lehine TMK’nın 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. maddesinde öngörülen imar ihyaya dayalı zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmuş olması nedeniyle verilen kararda isabetsizlik bulunmadığından yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi gerekirken, maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla; Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin açıklanan nedenlerle kabulü ile, Dairemizin 23.10.2019 tarih 2019/4674-2019/6772 Esas-Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, 10.09.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.