Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/468
Karar No: 2018/1257
Karar Tarihi: 27.06.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/468 Esas 2018/1257 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen asıl ve birleşen davada, davacı tarafından satın alınan araçta meydana gelen ayıp nedeniyle zararın davalılardan tahsili istendi. Davalılar arasında sadece ... Oto Paz. Tic. A.Ş.'nin dava açılması husumet nedeniyle reddedilirken, diğer davalılar ... Otomotiv Tic. San. A.Ş. ve ... Otomotiv Motorlu Araçlar Tic. A.Ş. hakkında davanın kabulüne karar verildi. Ancak, asıl ve birleşen davalar bağımsızlıklarını korudukları için, her bir dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği belirtilerek önceki karar bozuldu. Yerel mahkemenin bu yön göz ardı edilerek tek bir kararla hüküm verilmesi hataydı ve Hukuk Genel Kurulu da direnme kararını bozdu. Kanun maddeleri olarak, HMK 30/1, HMK 166/4, HMK 297/2 ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429'u zikredilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu         2018/468 E.  ,  2018/1257 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda “tazminat” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesince asıl dava davalısı ... Oto Paz. Tic. A.Ş. yönünden davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine, asıl dava davalısı ... Otomotiv Tic. San. A.Ş. ve birleşen dava davalısı ... Otomotiv Motorlu Araçlar Tic. A.Ş. yönünden kabulüne dair verilen 20.12.2012 gün ve 2011/398 E., 2012/292 K. sayılı kararın davalı ... Tic. San. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.01.2014 gün ve 2013/18312 E., 2014/1063 K. sayılı kararı ile;
    “...Asıl ve birleşen davada, davacı vekili davalı taraftan satın alınan aracın ayıplı olduğunu bildirerek uğradığı zararın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davaların reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalı ...."nin davayla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davada davalı .... Oto. Paz. Tic. A.Ş. hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine; dava konusu aracın motorunda bünyesinden kaynaklanan gizli ayıbın bulunduğu ve ayıp üzerine servis hizmetinin hatalı verildiği gerekçeleriyle davalılar Oto Koç Otomotiv Tic. San. A. Ş. ve ... Oto A. Ş. Yönünden davanın kabulü ile 8.440 TL.nin dava tarihi olan 24.08.2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... Koç Otomotiv Tic. San. A. Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl ve birleşen davalar bağımsızlıklarını korurlar, bu nedenle her dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, anılan bu husus göz ardı edilerek asıl dava ile birleşen 2009/506 E. sayılı dava için tek bir hüküm kurulması doğru görülmemiştir...”
    gerekçesi ile hüküm bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava satılandaki ayıp nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkili şirket tarafından satın alınan aracın alındığı günden itibaren garanti süresi içerisinde defalarca arızalandığını, davalı ... Tic. San. A.Ş.’nin arızanın garanti süresinde gerçekleşmiş olmasına rağmen tamir için kendilerinden ücret talep ettiğini, aracı teslim alabilmek için ihtirazî kayıtla 5.592 TL bedel ile kiralanmak durumunda kalınan araç için 2.848 TL kira bedelini ödemek durumunda kaldıklarını, bu uygulamanın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, toplam 8.440 TL zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini, birleşen dava da ise aracı satın aldığı ... Otomotiv Motorlu Araçlar Tic. A.Ş.’nin de asıl davada talep olunan zarardan sorumlu olduğunu bildirerek bu davalının da müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna gidilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Paz. Tic. A.Ş. vekili dava konusu araca herhangi bir hizmet verilmediğini, bu nedenle davalı sıfatlarının bulunmadığını; davalı ... Tic. San. A.Ş. vekili, aracın üreticisi olmadıklarını yalnızca satış ve servis hizmetini üstlendiklerini bu nedenle araçtaki ayıp iddiasından sorumlu olmadıklarını; davalı ... Otomotiv Motorlu Araçlar Tic. A.Ş. vekili ise sıfat yokluğu ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece davalı ... Paz. Tic. A.Ş. hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, davalılar ... Otomotiv Tic. San. A.Ş. ve ... Otomotiv Motorlu Araçlar Tic. A.Ş. yönünden davanın kabulü ile 8.440 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Davalı ... Tic. San. A.Ş.’nin temyiz itirazları üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda karar başlığında yazılı gerekçe ile bozulmuş....
    Yerel mahkemece birleşen davanın yalnızca aracı satan şirkete husumet yöneltilebilmesi için açıldığı, kararda müphem bir durumun olmadığı gerekçesi ile önceki kararda direnilmiş, direnme kararı davalı ... Tic. San. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; asıl ve birleşen davalar hakkında tüm hukuki sonuçları yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Öncelikle davaların birleştirilmesinin temeli ve neticeleri üzerinde kısaca durulmasında fayda olacaktır.
    Davaların birleştirilmesi ve ayrılması müesseselerinin temelinde usul ekonomisi ilkesi yatar (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.III, İstanbul 2001, s. 3392). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 30’uncu maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi, Anayasal dayanağı olan bir ilke olup 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141’inci maddesinin dördüncü bendinde davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğuna açıkça işaret edilmiştir.
    Öte yandan HMK’nın 166’ncı maddesinde, aralarında bağlantı bulunan, daha açık anlatımla aynı veya benzer sebeplerden doğmuş yahut biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek mahiyette olduğu (m.166/4) davaların aynı sıfat ve düzeydeki mahkemelerde açılmış olmak kaydıyla davanın her aşamasında birleştirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
    Birleştirilen davalarda tek bir yargılama yapılır ve ortak deliller tek bir kez toplanır. Bunun sonucunda mahkeme uyuşmazlığın bütün taraflarının menfaatini aynı yargılama içerisinde görme, değerlendirme ve uyuşmazlığı bu çerçevede çözme imkânına sahip olur (Ermenek, İ.; Medeni Usul Hukukunda Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması, Ankara 2014, s.27). Bu da hukuk güvenliğinin korunması ve çelişkili kararların önüne geçilmesine hizmet eder.
    Uygulamada sıklıkla birleştirilen davalarla ilgili hükmün ne şekilde kurulacağı hususu tereddütlere yol açmaktadır.
    Hükümlerin ne şekilde oluş...ulacağına ilişkin ayrıntılı yasal düzenlemelerin ortaya koyduğu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Kamu düzeni ve barışı oluş...ulamaz.
    Bu bağlamda 6100 sayılı HMK’nın “hükmün kapsamı” başlıklı 297’nci maddesinde mahkemelerce kurulacak hükmün neleri kapsayacağı düzenlenmiş olup, ikinci fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü açıktır.
    Birleştirilmiş olsalar dahi her bir dava bağımsızlığını koruduğundan, şekli olarak aynı karar içerisinde yer alsa da her bir dava hakkında ayrı ayrı nihaî karar verilmelidir (Kuru, B./Arslan, R./Yılmaz, E.; Medeni Usul Hukuku, Ankara 2014, s. 486; HGK’nın 08.04.2015 gün ve 2013/4-1888 E., 2015/1163 K.; 23.12.2009 gün ve 2009/2-476 E., 2009/589 K. sayılı kararları).
    Yerel mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
    Sonuç itibariyle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Asıl dava davalılarından ... Otomotiv Tic. San. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3’üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun’un 440/III-1’inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 27.06.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.  

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi