Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/12451 Esas 2014/12828 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12451
Karar No: 2014/12828
Karar Tarihi: 29.9.2014

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/12451 Esas 2014/12828 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/12451 E.  ,  2014/12828 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı tedbir talebinin reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalıların işleteni/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında davacının ağır derecede yaralandığını ileri sürerek, şimdilik 25.000,00 TL. maddi tazminat ile 75.000,00 TL. manevi tazminatın tahsili ile davalı ..."ın menkul ve gayrimenkullerinin devir ve temlikinin önlenmesini teminen ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davalının menkul ve gayrimenkullerine ilişkin uyuşmazlık bulunmadığından ve HMK"nin 389. maddesindeki koşullar oluşmadığından tedbir talebinin reddine karar verilmiş, ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Bilindiği gibi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun istinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341. maddesinin birinci fıkrasında ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulacağı öngörülmektedir. Yine aynı Kanunun temyiz edilemeyen kararlar başlıklı 362.maddesinin birindi fıkrasının (f) bendinde geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararların temyiz edilemeyeceği hüküm altına alınmaktadır. 6100 sayılı Yasaya eklenen Geçici 3.maddenin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin
    hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği öngörülmektedir. Bu durumda, temyiz incelemesinin yönteminin belirlenmesinde olduğu gibi temyize tabi kararların kapsamının belirlenmesinde de anılan kanun hükümlerinin gözetilmesi gerektiği açıktır. 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin yer aldığı 427 ilâ 444.maddesi hükümleri gözetildiğinde; "geçici ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itirazların reddine" ilişkin kararların temyize tabi olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, bu tür kararların aleyhine temyiz yoluna başvurabileceğinin kabul edilmesi durumunda ise Yargıtay"ın yapacağı temyiz incelemesinin yönteminin ve vereceği karar sonucunun ne olacağı konusu açıkta kalacaktır. Çünkü, temyiz incelemesi sonucunda verilecek karar sonucu ile istinaf incelemesi sonucunda verilecek kararların nitelikleri farklılık arz etmektedir. 1086 sayılı Kanunun sadece temyize ilişkin hükümlerinin geçici olarak uygulama olanağı bulunmakta olup; ayrıca 6100 sayılı Yasaya göre de, bir geçici hukuki koruma müessesesi olan "ihtiyati tedbir kararları" hakkında bölge adliye mahkemeleri için öngörülen Kanun yolunun, yasal; bir dayanak olmadan temyiz yolu şeklinde yorumlanması yasanın amacına ve müessesenin getiriliş gerekçelerine uygun bir sonuç olmayacaktır.
    Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin ara kararına yönelik temyiz başvurusunun, söz konusu karara temyiz başvuru imkânı bulunmadığı, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunca verilen 21.2.2014 tarih ve E.2013/1, K.2014/1 sayılı kararla da bu taleplere karşı temyiz yolunun kapalı olduğu görüşü oyçokluğu ile kabul edildiğinden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kararın temyizi kabil olmaması nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.