Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın davalının sorumluluğunda bulunan yol üzerinde gerekli bakım-onarım ve trafik işaretlerinin bulunmaması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında hasarlandığını, hasar bedelinin davacı tarafından ödendiğini, aynı konuda daha önce idari yargı yerinde açılan davada adli yargının görevli olduğuna karar verildiğini ileri sürerek, davalının kusuruna isabet eden 10.200,00 TL. nın ödeme tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve yasal süresinde talep halinde dosyanın görevli Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TTK.nun 1301.maddesine (6102 Sayılı TTK"nun 1472/1.md.) göre açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 1-)Davalı kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2.madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. (11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı) Somut olayda, davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın davalının sorumluluğunda bulunan yol üzerinde gerekli bakım-onarım ve trafik işaretlerinin bulunmaması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında hasarlandığını belirterek (hizmet kusuruna dayalı olarak) dava açmıştır. Buna göre, görev-yargı yolu yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkta yargı yolu yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-)Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.