Esas No: 2016/894
Karar No: 2021/3125
Karar Tarihi: 11.06.2021
Danıştay 4. Daire 2016/894 Esas 2021/3125 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/894
Karar No : 2021/3125
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
2- … Grup İletişim Danışmanlık Pazarlama Dağıtım Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen 2011/ 02, 03, 04, 10, 12. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya şirkete ihtilaflı dönemde fatura düzenleyen Zincirlikuyu Vergi Dairesi mükellefi … Ajans Prom. Reklam Organizasyon Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti., Küçükçekmece Vergi Dairesi mükellefi … ( … Bilgisayar) ve Şişi Vergi Dairesi mükellefi … (…) hakkındaki tespitlerden, adı geçen mükelleflerin düzenlediği belgelerin, sahte belgeler olduğu anlaşıldığından, tarhiyatın bu kısmında hukuka aykırılık, Güneşli Vergi Dairesi mükellefi … (… Reklam Kitap Kırtasiye) ve Zincirlikuyu Vergi Dairesi mükellefi … (… Reklam) hakkındaki tespitlerden, adı geçen mükelleflerin düzenledikleri faturaların, sahte olduğunu kanıtlar nitelikte olmadığından, bu mükelleflere ait faturalara dayalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, söz konusu faturaların gerçek bir alışverişe dayandığı, Mahkeme kararının aleyhe kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI :Davalı idare tarafından, idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, Mahkeme kararının aleyhe kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin, temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının temyiz istemi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 48. maddesinin 6. bendinde, ''temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde, kararı veren mercii tarafından tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderlerin tamamlanmadığı takdirde, mahkeme ya da ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesince, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği, Mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararları ile bu maddenin 2. fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği" hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosyada; kararın süresi içinde davalı idare tarafından temyiz edildiği, temyiz dilekçesinin davacıya 04/01/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından 06/01/2016 tarihli dilekçe ile temyiz talebinde bulunulduğu, harç eksikliğinin tamamlanmasına dair 09/03/2016 tarihli yazının davacıya 17/03/2016 tarihinde tebliğ edilmesin rağmen harç eksikliğinin giderilmediği, harç eksikliğinin tamamlanmasına ve istenilen harç eksikliğinin tamamlanmadığı takdirde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 48/6. maddesi uyarınca temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına karar verileceği hususunu içeren 13/06/2016 tarihli yazı ile ikinci kez ihtarda bulunulduğu, bu yazının 21/06/2016 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine rağmen harç eksikliğinin giderilmediği anlaşıldığından, davacı yönünden kararın temyiz edilmemiş sayılmasına;
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacı şirket adına fatura düzenleyen Güneşli Vergi Dairesi mükellefi ...(... Reklam Kitap Kırtasiye) hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden, 13/05/2010 tarihinde kırtasiye, matbaa ve reklam kağıt malzemeleri toptan satışında bulunmak üzere mükellefiyet tesis edildiği, 14/05/2010 tarihli işe başlama yoklamasında, iş yerinin yaklaşık 120 m² olduğu, faaliyet konusunun kırtasiye, matbaa ve reklam hizmetleri ile kağıt toptan satış işi olduğu, iş yerinde demirbaş olarak muhtelif raflar ile ofis ve büro mobilyaları, 2 adet bilgisayar, telefon ve faks bulunduğu, tespit anında ücretli çalışan olmadığı, emtia olarak yaklaşık 2000-TL lik mal mevcudunun bulunduğu, muhasebe işlerinin … tarafından yürütüleceği, mükellefin 2010 hesap dönemi defter ve belgelerinin incelenmesi amacıyla iş yeri adresine defter- belge isteme yazısının tebliğ edilmek üzere gönderildiği, ancak mükellefin adresten ayrılmış olması nedeniyle tebliğin yapılamadığı, 07/06/2011 tarihli adres tespit tutanağında, mükellefin ikamet adresini terk ettiği, ilgili adresin inşaat halinde olduğu, ilgilinin muhtarlıkta kaydının mevcut olduğu, adresi nakil almadan terk ettiğinin tespit edildiği, mükellefin 2010 ve 2011 yıllarında BA-BS bildiriminde bulunmadığı ancak adı geçen mükelleften emtia veya hizmet aldığını BA formuyla bildirimde bulunan firmalar olduğu, 2010 katma değer vergisi matrahının 219.910,28-TL olduğu ve en son 2010/ Eylül döneminde katma değer vergisi beyannamesi verdiği, 2010 dönemi muhtasar beyannamelerinde ücretli çalışan bildiriminde bulunmadığı, rapor tanzim tarihi itibariyle vadesi geçmiş ödenmemiş vergi borcu toplamının 2.718,78- TL olduğu, adı geçen mükellefin işe başlama tarihinden itibaren komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yapmak maksadıyla faaliyette bulunduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin Mayıs- Eylül 2010 tarihleri arasındaki beş aylık kısa bir faaliyet döneminde yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahı beyan etmesini sağlayacak hacimde mevcut kapasiteye ve iş hacmine sahip olmadığı, kaldı ki yüksek matrah beyan eden bir mükellefin Eylül 2010 tarihinden sonra hiçbir vergisel ödevini yerine getirmemesi ve iş yerini terk etmesinin ticari icaplara uygun düşmediği, bu dönemden sonra hiç bir ticari faaliyet emaresi olmayan ve ulaşılamayan mükelleften 2011 yılı Ocak- Nisan dönemlerinde emtia ve hizmet satın alan firmaların bulunduğu, davacıya, düzenlenen faturalar arasında … seri numaralı faturanın, mükellefin bastırdığı irsaliyeli faturaların içerisinde yer almadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, anılan mükellefin düzenlediği belgelerin gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte belgeler olduğu sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Davacı şirket adına fatura düzenleyen Zincirlikuyu Vergi Dairesi mükellefi … (… Reklam) hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden, 22/10/2010 tarihinde ansiklopedi, sözlük, kitap, kitapçık, müzik eserleri ve müzik el yazmaları, atlas, harita vb. basım hizmetleri faaliyetlerinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis edildiği, 11/10/2012 tarihi ve ..../… numaralı defter belge isteme yazısının tebliğ edilmek üzere adı geçen mükellefin iş yeri adresine gönderildiği, 24/12/2012 tarihli adres tespit tutanağında, adı geçen mükellefin yaklaşık 10 ay önce adresten ayrıldığı, çevreden yapılan araştırmalar sonucununda yeni adresinin tespit edilemediği, aynı adresin depo olarak … tarafından kullanıldığı, ilgili şahsın mükellefi tanımadığını ve bu adreste ticari amaçlı olarak bir faaliyetinin bulunmadığını beyan ettiği, mükellefin bilinen adresine defter belge isteme yazısının adresten taşınma nedeniyle tebliğ edilemediği, MERNİS sistemi kayıtlarında adres bilgilerinin bulunmadığı, 2010 hesap döneminde BA-BS bildiriminde bulunmamasına rağmen adı geçen mükelleften aynı dönemde emtia veya hizmet satın aldığını BA formuyla bildirimde bulunan firmalar olduğu, 2011 hesap döneminde BA-BS bildiriminde bulunduğu, mükellefin aynı dönemde BA bildirimine karşılık, mükellefe emtia ve hizmet sattığını bildirilen firmaların bulunmadığı gibi; mükellefin emtia veya hizmet satın aldığını bildirdiği firmaların büyük bir kısmının hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle olumsuz tespit bulunduğu, mükellefin BS bildirimi ile mükelleften emtia veya hizmet satın alan firmaların BA bildirimleri arasında uyumsuzluk olduğu, 2012 hesap döneminde BA-BS bildirimlerinin boş olarak verildiği, 2010, 2011 ve 2012 hesap dönemlerine ait katma değer vergisi matrahlarının sırasıyla, 362.386,74 TL, 757.683,00 TL, 0,00 TL olduğu, rapor tanzim tarihi itibariyle vadesi geçmiş ödenmemiş vergi borcunun 18.209,35 TL olduğu, mükellefin işe başladığı 22/10/2010 tarihinden itibaren emtia veya hizmet hareketine yönelik herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığı, komisyon karşılığında sahte fatura düzenlemek amacıyla faaliyet gösterdiği, düzenlediği tüm faturaların sahte olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin bilinen adreslerine yapılan yoklamalarda ulaşılamadığı, alım yaptığını bildirdiği firmalar hakkında sahte fatura düzenleme nedeniyle olumsuz tespitlerin bulunduğu, 2011 yılı BS bildirimi ile diğer firmaların aynı dönem BA bildirimleri arasında ciddi uyumsuzluk bulunduğu, aynı dönem katma değer vergisi matrahının, BS bildirimi ile de uyumsuz olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda, anılan mükellefin düzenlediği belgelerin gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmayan sahte belgeler olduğu sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı yönünden kararın TEMYİZ EDİLMEMİŞ SAYILMASINA,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
3. Mahkeme kararının, kabule ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.