14. Hukuk Dairesi 2016/16315 E. , 2019/2717 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar- birleştirilen davada davacılar vekili tarafından, davalılar ve birleştirilen davada davalı aleyhine 23.01.2009, 26.01.2010 günlerinde verilen dilekçelerle tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava ve birleştirilen dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; davalı arsa sahipleri ve yüklenici ... arasında ... 4. Noterliği"nce düzenlenen 26.02.1999 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile 3855 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 15 daire ve 3 dükkan inşa edilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, yapılacak 18 bağımsız bölümden yarısının yükleniciye ve diğer yarısının arsa sahiplerine verileceğinin kararlaştırıldığını, davacıların, yüklenici ile yaptıkları sözleşmeler uyarınca yükleniciye isabet eden dairelerden satın aldıklarını ve üzerlerine düşen edimleri yerlerine getirdiklerini ileri sürerek dava konusu taşınmazdaki, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile her bir davacı adına 1/18" er pay oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Birleştirilen davada ise; arsa sahibi davalı ..."nin, dava konusu taşınmazdaki payını, dava açılmadan önce ..."ya satış suretiyle devrettiği anlaşıldığından ..."ya aynı taleplerle dava açılmıştır.
Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili, yüklenicinin kendisine düşen edimleri yerine getirmediğini, inşaatın süresinde teslim edilmeyip yüklenici tarafından yapılmayan veya eksik bırakılan iş ve işlemlerin arsa sahiplerince tamamlandığını, yüklenici tarafından yerine getirilmeyen edimlerin davacı tarafça yerine getirilmeden davanın kabulüne karar verilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., taşınmazdaki payını 22.08.2005 tarihinde dava dışı (birleştirilen davada davalı) ..."ya sattığını, davanın husumetten reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... vd. vekili temyiz etmiştir.
07/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un;
1- “Amaç” kenar başlıklı 1. maddesinde, “(1) Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.”,
2- “Kapsam” kenar başlıklı 2. maddesinde, “(1) Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.”
3- “Tanımlar” kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının;
a) “i” bendinde, “Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
b) “k” bendinde, “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
c) “l” bendinde, “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”,
4- “Tüketici mahkemeleri” kenar başlıklı 73. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “(1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
(2) Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 Karar, sayılı kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir.
Somut olayda da; davacı tüketiciler yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduklarından o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.