22. Hukuk Dairesi 2014/6852 E. , 2015/19289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, emeklilik sebebiyle kıdem tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanun"un 14. maddesinin beşinci bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır.
Somut olayda davalı işyerinde çalışan davacı 13.5.2011 tarihli ihtarında 506 sayılı Kanunun geçici hükümleri uyarınca ve başka işyerinde çalışacağı gerekeçsiyle işten ayrıalacağını bildirmiştir. Mahkemece, davacının kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için, iş yerinden anılan kanun maddesini gerekçe göstermek sureti ile ayrılması gerektiği, bu durumun iş verene açıkça bildirilmesinin zorunlu olduğu, davacının başka bir iş yerinde çalışmak için 4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/5. maddesine dayanılması ve davalı iş yerinden ayrıldıktan hemen sonra başka bir iş yerinde çalışmaya başlanmasının 5. Bent hükmüne uygun olmadığı, kanaatine varılarak kıdem tazminatının reddine karar verilmiştir. Ancak davacının 12.04.2011 tarihinde ... başvurusuna istinaden, kurumca kıdem tazminatına hak kazandığının bildirildiği, yine davacının ihtarında da kanuni sebeplere dayanarak iş yerinden ayrıldığını belirttiği görülmüştür. Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde davacının 12.4.2011 de kanuni şartları taşıdığının bildirildiği, ... göre de, davalı işyerinden 13.4.2011 de ayrıldığı anlaşılmıştır.
Çalışmakta olduğu iş yerinde yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ilişkin yükümlülüklerin tamamlayan işçinin, kendisi için çalışma koşullarının daha olumlu olduğunu düşündüğü bir iş yerinde çalışma amacı ile bu hakkını kullanması halinde, hakkın kötüniyetli kullanılması olarak değerlendirilemez. Kanun ile tanınmış emeklilik sebebi ile fesih hakkının kullanması ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının kabulü gerekir. İşçinin hangi amaçla bu hakkı kullandığı, kıdem tazminatına hak kazanması açısından önem arz etmemektedir. Davacının davalı işyerinden kanunun aradığı koşulları taşıdığından kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 02.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.