21. Hukuk Dairesi 2018/3406 E. , 2018/6496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Dava, sigorta başlangıç tarihinin 10/11/1989 tarihi olarak tespitine ve bu tarihten 1990/1. döneme kadarki çalışmalarının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı ... vekili özetle; fiili çalışma olgusunun kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
“Tanık beyanları doğrultusunda davacının askerden döndükten sonra davalı işyerinde fiili olarak çalıştığı tespit edilmiş olmakla davanın kabulüne ve sigortalılık başlangıç tarihinin 10/11/1989 tarihi olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “ Davanın KABULÜ ile;Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 10/11/1989 tarihi olduğunun TESPİTİNE” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı SGK vekili;dava açılmadan önce 6552 sayılı yasanın 64. maddesi uyarınca Kuruma müracaat şartının yerine getirilmediğini, fiili çalışma olgusunun kanıtlanamadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürmüştür.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince ""Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 21/11/1966 doğumlu olan davacının, ... isimli işverene ait olup 01/11/1981 tarihinde kanun kapsamına alınan 2.2511.59733.13.03 sicil numaralı işyerinde 10/11/1989 tarihinde işe başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin düzenlenerek davalı Kuruma verildiği, Kurumunda bunun üzerine davacıya 18369864 SSK sicil numarasını verdiği, davacının sonraki çalışmalarının da bu sicil numarası ile kayıt altına alındığı, işveren tarafından ilgili dönem bordrosu verilmediği bu nedenle davalı Kurumun anılan tarihi davacının sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul etmediği anlaşılmaktadır.” gerekçesiyle “ HMK"nın 353 / 1 - b maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “ Mahkemece eksik incelemede bulunulmuş olup, dosya arasındaki bilgi ve belgeler davanın kabulüne olanak vermemektedir. Sırf tanık beyanlarına dayalı karar hatalıdır. Kurum aleyhine yargılama gideri ve vekil ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir. 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda, davacının “ sigorta başlangıç tarihinin 10/11/1989 tarihi olarak tespiti ve bu tarihten 1990/1. döneme kadarki çalışmalarının tespitine karar verilmesi” isteminin yargılama aşamasında Mahkemece, tefrik kararı verilerek “10/11/1989- 1990/1. dönem arasındaki hizmet tespitine” ilişkin talebin aynı Mahkemenin 2016-533 esasına kaydedildiği ve dosyanın derdest olduğu, “sigortalılık başlangıç tarihinin 10/11/1989 tarihi olduğunun tespitine” ilişkin talebin iş bu dava dosyası üzerinden sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır. Ancak bu delillerle sonuca gidilmesi mümkün değildir.Hizmet tespiti ve sigorta başlangıç tespiti taleplerinin birbiriyle bağlantılı olması, neden-sonuç ilişkisi anlamında birbirini etkileyecek mahiyette olması ve yargılama yöntemlerinin aynı olması sebebiyle birlikte görülmesi, delillerin birlikte tartışılması ve sonuçlandırılması daha isabetli olacaktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın tefrik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.