4. Hukuk Dairesi 2017/917 E. , 2019/6277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Belediye Başkanlığı vekili Avukat ... tarafından, davalı ... İnş. Tur. Enerji San. Tic. AŞ aleyhine 16/05/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 14/06/2016 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 24/12/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının davalıya yükletilmesine 24/12/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
HMK’nun 176/2 maddesi “Aynı davada, her bir taraf ıslah yoluna ancak bir kez başvurabilir” hükmünü amirdir. Başvurmak, bir işin yapılması için isteği, dileği belirtmek; Yapmak ise, bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek, bir dileği bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek, gerçekleştirmek manasındadır(Türkçe Sözlük, TDK Yayınları 11. Baskı). Madde metninden anlaşılacağı üzere kanun koyucu özellikle “yapılabilir” kelimesini değil “başvurulabilir” kelimesini tercih etmiştir. Buna göre, madde ile yasaklanan ikinci kez ıslah yapmak değil, ikinci kez ıslah yoluna başvurmaktır. Yani, bu hak bir defa kullanılarak tüketilmişse artık taraflara ikinci bir imkan tanınmayacaktır. Öte yandan, düzenleme mutlak emredici nitelikte bulunduğundan ikinci kez ıslah yoluna başvurulması durumunda mahkeme bu beyanı kendiliğinden reddedecektir.
Ayrıca belirtilmelidir ki, bu hakkın kullanılması bakımından ıslah iradesinin açıklanması yeterlidir. Farklı sebeplerle ıslahın sonuç doğurmaması veya geçerli olmaması halinde dahi bu imkan tekrar kullanılamayacaktır. Islah yapan tarafın ıslahın gereklerini yerine getirmemesi ya da bu konudaki gerekli giderleri vs. vermemesi halinde dahi bu hak kullanılmış olacaktır(Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez/Prof.Dr.Muhammet Özekes/Doç.Dr.Mine Akkan/ Doç.Dr.Hülya Taş Korkmaz, Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017,syf 1528 vd.)
Somut olayda; davacının, davasını 10,000 TL değer belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası olarak açtığı, 03/06/2014 tarihli dilekçesi ile dava değerini 337,204,81 TL artırarak davasını ıslah ettiği, bilahare 31/05/2016 tarihli dilekçesi ile bu kez dava değerini 27,960,24 TL olarak belirtmek suretiyle davasını ıslah ettiği, mahkemece 31/05/2016 tarihli ıslah dilekçesine istinaden davanın tam kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, mahkemece 03/06/2014 tarihinde verilen ıslah dilekçesinin havaleli olmadığı, ıslah edilen miktar üzerinden harç da yatırılmamış bulunduğu gerekçesi ile bu dilekçeye istinaden yapılmak istenilen ıslahın yapılmamış sayıldığı ve harcı yatırılan 31/05/2016 tarihli ıslah dilekçesine göre karar verildiği belirtilmiş ise de az yukarıda yapılan açıklamalar karşısında mahkeme kabulünün yerinde olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, davacı harcını yatırmamış olsa bile 03/06/2014 tarihli dilekçesi ile ıslah başvuru hakkını kullanmıştır. HMK 176/2 maddesinin açık hükmü karşısında 31/05/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ikinci kez ıslah yoluna başvurma niteliğinde bulunduğundan resen geçersiz kabul edilmesi gereken bu dilekçeye göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, belirsiz alacak davalarında ilki belirli hale getirme, ikincisi ıslah olmak üzere iki kez dilekçe verilmesi önünde her hangi bir engel yok ise de; yani dava değerinin ilkinde belirli hale getirme dilekçesi ile ikincisinde ıslah dilekçesi ile artırılması mümkün ise de; davacının 03/06/2014 tarihli dilekçesinde iradesini açıkça ıslah yönünde kullanması karşısında HMK 26. madde hükmüne aykırı olarak anılan dilekçenin belirli hale getirme dilekçesi olarak kabulü de olanaklı değildir.
Açıklanan tüm bu sebeplerle mahkeme kararının ikinci kez ıslah yoluna başvurulamayacağı ve ikinci ıslah dilekçesine göre karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama yönünde tezahür eden görüşüne katılmıyorum.24/12/2019