Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/590 Esas 2018/721 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/590
Karar No: 2018/721
Karar Tarihi: 25.01.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/590 Esas 2018/721 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/590 E.  ,  2018/721 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetkisizlik sebebiyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, davalı şirketle imzalanan sözleşme kapsamında 1 adet demir kesme makinesinin 5.000,00 TL peşin kalan bedelin makine teslim edildiğinde ödenmek üzere toplam 8.500,00 TL bedelle alım satımı hususunda anlaşıldığını, sözleşme gereği 5.000,00 TL’nin peşin olarak ödendiğini ancak davalının makineyi teslim etmediği gibi ödenen peşinatı da iade etmemesi üzerine davalı aleyhine icra başlatıldığını, başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ... nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir.
    Temyize konu davada, kısa kararda “davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine’’ şeklinde hüküm kurulmasına rağmen, gerekçeli kararda “Mahkememizin davaya bakmaya yetkili olmadığı gerekçesiyle dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş olması, az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup, bozmayı gerektirir. Bu durumda mahkemece, 10.4.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.