12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16395 Karar No: 2016/19408 Karar Tarihi: 22.09.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/16395 Esas 2016/19408 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/16395 E. , 2016/19408 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 17/02/2016 tarih, 2015/27885 Esas - 2016/4230 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlunun emekli maaşına uygulanan haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece hacze ilişkin verilen muvafakatin geçerli olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine dair verilen kararın Dairemizce onandığı görülmektedir. 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Yasa"nın 56. maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasa"nın 93. maddesinde; “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez” denilmiş olup anılan yasa hükmü 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girmiştir. Bu maddeye, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanunun 32. maddesiyle “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir” ibaresi eklenmiştir. Buna göre, icra müdürü borçlunun önceden muvafakatinin bulunması halinde gelir, aylık ve ödenekler üzerine haciz koyabilecektir. Dolayısıyla, İİK.nun 83/a maddesinde düzenlenen genel kuralın aksine, takibin kesinleşmesinden sonra olmak koşulu ile borçlunun haciz tarihinden önce verdiği muvafakatin geçerli olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Somut olayda şikayetçi borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesinden sonra borçlunun 05.03.2010 tarihinde icra müdürlüğüne gelerek ödeme emrini tebellüğ ettiği, itiraz sürelerinden feragat ettiğini belirterek ödeme taahhüdünde bulunduğu, devamında ise taahhüde uymaması halinde emekli maaşının tamamının kesilmesine muvafakat ettiğini beyan ederek tutanağı imzaladığı, taahhüdü ihlal etmesi üzerine ardından borçlunun emekli maaşına haciz konulması için SGK"ya haciz müzekkeresi yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlu tarafından verilen muvafakat ve takibin kesinleştirilmesi aynı anda, aynı işlem ile yapıldığından muvafakatın 5838 Sayılı Kanun"un 32. maddesi ile değişik 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu"nun 93. maddesine uygun olmadığı ve dolayısıyla geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.- O halde, mahkemece takibin kesinleşmesinden sonra verilen geçerli bir muvafakat bulunmadığından, şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 17/02/2016 tarih, 2015/27885 Esas - 2016/4230 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.