
Esas No: 2016/16447
Karar No: 2020/2847
Karar Tarihi: 09.07.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/16447 Esas 2020/2847 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 1 parsel sayılı 29.380,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; 115 ada 1 parsel sayılı 320,528,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, kamu orta malı niteliğinde mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ... adına vasisi ..., 113 ada 1 parselin tamamı ve 115 ada 1 parselin bazı bölümlerine yönelik olarak tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne; çekişmeli 113 ada 1 parselin tapu kaydının iptali ile ekli krokide, (C) harfi ile gösterilen 19.483,32 metrekare, (D) harfi ile gösterilen 5.723,39 metrekare ve (E) harfi ile gösterilen 2.333,16 metrekare olmak üzere toplamda 27.539,87 metrekarelik bölümünün yeni bir parsel (son parsel numarası ile) numarası alarak davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (C), (D) ve (E) harfleriyle gösterilen alanlar çıktıktan sonra kalan kısımların yeniden Hazine adına tesciline, 115 ada 1 parsel sayılı mera özel sicilinde tespiti yapılan taşınmazın kaydının kısmen iptali ile ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 6.304,69 metrekare alanın yeni bir parsel (son parsel numarası ile) numarası almak suretiyle davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, ekli krokide (B) harfi ile 6.295,84 metrekare olarak gösterilen alanın ise taleple bağlı kalınarak 4.416.62 metrekare olarak davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 10.05.2016 tarihli teknik bilirkişilerin krokili raporlarının kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1- Çekişmeli 115 ada 1 nolu mera parseli yönünden kurulan hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Meraların mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı ise Köy Tüzel Kişiliğine aittir. Dolayısıyla mera parseli hakkındaki davaların, Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği birlikte hasım gösterilmek suretiyle açılması gerekir. Somut olayda, davacı tarafından Hazineye husumet yöneltilmiş ise de Köy Tüzel Kişiliğinin de davada taraf olması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır. Bu haliyle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen göz önünde bulundurulmalıdır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacı tarafa, ... Köyü Tüzel Kişiliğini davaya dahil etmek üzere süre verilmeli, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması, halinde, dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, taraf teşkiline ilişkin eksiklik giderilmeden yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
2- Mahkemece, dava konusu 113 ada 1 parsel içerisinde kalan ve teknik bilir kişinin 10.05.2016 tarihli rapor ve krokisinde (C) harfi ile gösterilen alanın davacının tutunduğu 10.10.1974 tarih ve 8 (115 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan (A), (B) bölümleri ile) tarihli sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı ve öncesinde bir bütün halinde olan taşınmazın krokide gösterilen yerlerden ... Karayolu ve Devlet Demiryolu geçmesi nedeni ile bölünmüş vaziyette kaldığı, 10.10.1974 tarihli ve 12 sıra numaralı tapu kaydının da 113 ada 1 parsel içerisinde kalan teknik bilirkişinin krokisinde (D) ve (E) harfleri ile gösterilen alanları kapsadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda, tapu kayıtlarının nizalı alanları bir bütün olarak kapsamakla birlikte, çekişmeli 113 ada 1 ve 115 ada 1 parseller arasında yer alan ... Karayolu ve Devlet Demiryollarının sonradan açıldığı, bu nedenle kayıt kapsamında kalan yerlerin aradan bu yollar geçmesinde iki ayrı parselde kaldığı belirtilmiş olduğu halde; Mahkemece, çekişmeli 113 ada 1 parselin kuzeyinden geçen ve 115 ada 1 parsel ile arasında bulunan ve bilirkişi raporunda sonradan yapıldığı bildirilen karayolu ve devlet demiryollarına ait kamulaştırma haritalarının bulunup bulunmadığı sorulup ilgili yerlerden getirtilmemiş; yine davacının dayandığı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritaları ve tüm oluşum belgeleri, çekişmeli taşınmazı dıştan çevreleyen tüm komşu parsellerin kadastro tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler ve oluşmuş ise tapu kayıtları getirtilmemiş ve yöntemince tapu kayıt uygulaması da yapılmamış; bu bağlamda dayanılan 10.10.1974 tarih ve 8 sıra numaralı tapu kaydında hudut olarak yer alan “...” sınırının ittifakla neresi olduğunun bilinmediği söylendiği halde, fen bilirkişi raporunda neye istinaden 113 ada 1 parsel içerisinde kalan bir yer olduğu şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılamadığı gibi, yine tapuda hudut olarak okunan “Muhtar ... Tarlası”nın da bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 113 ada 1 parselin doğusunda bulunan yoldan sonra gelen komşu 111 ada 5 ve 7 parseller olup olmadığı da denetlenememiş; yine davacının dayandığı 10.10.1974 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydınında hudutları “..., ..., ... ve yol” olduğu ve bu tür hudutların değişebilir ve genişletmeye elverişli olup kaydın miktarı itibariyle geçerli olduğu ve kayıt miktar fazlası yönünden ancak koşulları varsa zilyetlikle kazanılabileceği de dikkate alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonucu varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının dayandığı 10.10.1974 tarih 8 ve 12 sıra numaralı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritaları ve tüm oluşum belgeleri, çekişmeli 113 ada 1 parselin kuzeyinden geçen ve 115 ada 1 parsel ile arasında bulunan karayolu ve devlet demiryollarına ait varsa kamulaştırma haritaları ilgili yerlerden ve dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazların tespit tutanaklarının onaylı suretleri ve varsa bunların dayanakları olan tapu ve vergi kayıtları Tapu Müdürlüğü ve İl Özel İdaresi’nden getirtilerek dosya ikmal edilmeli ve sonrasında, yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve ziraatçı bilirkişi ile teknik bilirkişinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı; yapılacak bu keşifte, kamulaştırma haritaları ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca, davacının dayandığı tapu kayıtlarının dayanağı harita mevcut ise bu harita, yerel bilirkişi yardımı ve uzman teknik bilirkişi eliyle yöntemince yerine uygulanmalı, uygulama yapılırken haritası bulunan kayıtlarının kapsamlarının öncelikle haritasına göre belirleneceği gözetilmeli, haritası bulunmayan kayıtlardaki sınırların tespiti bakımından mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurulmalı, kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilerce zeminde göstertilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanmasına ve taşınmazların tasarrufuna ilişkin beyanları, komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli; teknik bilirkişiden, komşu parsellerin dayanağı kayıtların dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğunun belirlendiği ve kroki üzerinde işaretlenmek suretiyle tapu kaydının sınır denetiminin yapıldığı ve kayıtların kapsamlarının kesin olarak gösterildiği, keşfi izlemeye imkan veren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki alınmalı ve bu şekilde taşınmazın tümünün ya da bir kısmının tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız tespit edilmeli; tapu kayıtlarının kısmen veya tamamen çekişmeli taşınmazları kapsamadığının anlaşılması halinde ise, ihtilafın zilyetlikle iktisap koşullarına göre çözülmesi gerektiği göz önünde bulundurularak, tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölümler yönünden de çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, üzerinde zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarında yerel bilirkişiler ve tanıklardan ayrıntılı ve olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazın niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazların ayrı ayrı değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.