Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8896
Karar No: 2019/8024
Karar Tarihi: 09.04.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/8896 Esas 2019/8024 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/8896 E.  ,  2019/8024 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının 1994 yılından itibaren davalı ... bünyesinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 08.06.2010 tarihinde haklı bir sebep olmadan feshi üzerine işe iade davası açtığını, bu davada verilen feshin geçersizliğine ve işe iadesine dair kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, süresinde işe başvurmasına rağmen işverence mevcut işinden farklı bir işte çalıştırılmak istendiğini, bunu kabul etmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini,toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının ödenmediğini ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle feshedildiğini, davacının sendika üyelik tarihinin 01.04.2009 tarihi olduğunu, sendika üyesi olmadan önceki süre için toplu iş sözleşmesinden yararlanmayı talep edemeyeceğini, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, yerinde bulunmayan ve gerekçeli temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği dikkate alınarak, gerekçesiz temyiz dilekçesi çerçevesinde kanunun açık hükmüne ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda,
    1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
    içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).Somut uyuşmazlıkta, davacının taleplerini somutlaştırması sağlanmadan her biri ayrı bir alacak kalemi niteliğindeki talepler hakkında “Bilirkişi raporuna göre hazırlanan ilave tediye alacağı, tahsil, çocuk, yakacak ve yemek yardımı olan 3.894,60 TL"nin 500,00 TL"sinin dava tarihinden, bakiyesinin ise 05/11/2015 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek işletme kredisi faizi birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” şeklinde karar tesis edilmesi HMK’nun 297. maddesine açıkça aykırıdır. Davacının her bir alacak talebi ayrı ayrı sıra numarası altında belirtilerek, kabul ve ret miktarları, uygulanacak faiz oranı, faiz başlangıç tarihi hakkında infazda tereddüde yol açmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de, davacının dava dilekçesinde yasal faiz talep ettiği dikkate alınmadan talep aşılarak en yüksek işletme kredisi faizine hükmedilmesi, ayrıca ilave tediye alacağına uygulanabilecek faiz oranının yasal faiz olduğunun gözetilmemesi ayrı bir hatalı yöndür.
    2-Yıllık izin ücreti yönünden, davalı taraf 3,247 TL tutarında yıllık izin ücreti ödendiğini savunmuştur. Davalı tarafın ödeme itirazı dikkate alınmadan karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmadığı noktasında toplanmaktadır.2822 sayılı Kanunun “Taraf sendika üyeliğinden ayrılma, çıkarılma veya üye olmamanın sonuçları” başlığını taşıyan 9. maddesine göre, “Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanırlar. Toplu iş sözleşmesinin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanırlar. Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.”Somut uyuşmazlıkta davacının iş sözleşmesi 12.06.2010 tarihinde işverence feshedilmiş olup, bu fesih işlemine karşı davacı tarafından açılan işe iade davasında fesih işleminin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir. Davacı taraf kesinleşen işe iade kararı üzerine 26.01.2012 tarihinde işverence işe başlatılmış ise de, 14.02.2012 tarihi itibariyle yeniden çıkışı yapılmıştır. Dosya kapsamındaki ... 1. Noterliğinin 30/03/2009 tarihli ve 2732 yevmiye numaralı işlemine göre davacının Belediye İş Sendikasına üye olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının üyelik tarihi dikkate alınarak, taraf sendikanın bağıtladığı Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 13.10.2010 tarihli kararı uyarınca işyerinde 20.05.2009-19.05.2011 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği sonucuna varılmış ise de, davalı taraf, davacının sendikaya üye olduğu tarihin bildirilmediğini, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını savunmuştur. Mahkemece davacının uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesini bağıtlayan işçi sendikasına üye olup olmadığı ilgili sendikadan da sorulmak suretiyle araştırılmadan, toplu iş sözleşmesi hükümleri incelenmeden ve davacının yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereği uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı yönünden gerekli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalıdır. Dosya kapsamındaki tüm deliller, işe iade dosyası ve davacının işyerindeki çalışma süresi birlikte değerlendirilmek ve belirtilen yönlerden gerekli araştırma yapılmak suretiyle, davacının (eldeki davada uygulanması gereken Kanun çerçevesinde) toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı konusunda bir sonuca varılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi