Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2336
Karar No: 2018/6491
Karar Tarihi: 18.09.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/2336 Esas 2018/6491 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/2336 E.  ,  2018/6491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    A) Davacı İstemi:
    Davacı; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabı:
    Davalı ... vekili özetle; kurum işleminin yerinde olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece Mahkemesince; “ Nüfus Müdürlüğünden gelen kayıtlar, gerek zabıta araştırmasına ilişkin yazı cevabı, gerekse dinlenen tanık beyanları birarada değerlendirildiğinde davacı ile boşandığı dava dışı eşinin birlikte yaşamadıkları, kaldıkları evlerin bitişik nizam olmasının tek başına birlikte yaşamaya karine teşkil etmeyeceği, davacı ve eski eşinin yaşadığı sosyal ve kültürel ortam dikkate alındığında evlerinin yan yana olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile kurum işleminin iptaline yönelik olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “Davanın KABULÜNE, Davacının yetim aylığının kesilmesine dair kurum işleminin İPTALİNE, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu ;
    Davalı Kurum vekili; mahkeme kabulünün hayatın olağan akışına ters olduğunu, yeterli inceleme yapılmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, talep etmiştir.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince “İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, özellikle babanın vefat tarihi ile boşanma tarihleri arasındaki süre, sosyal güvenlik denetmeni raporunda davacı dışında, tanıklık edebilecek herhangi birinin beyanına dayanılmaması, iddiaya konu, girişleri, adresleri farlı şekilde kaydedilmiş evlerin fotoğrafları ve bu durumu destekleyen duruşma esnasında dinlenen tanık beyanları, ilgili jandarma tutanağının içeriği gözetildiğinde, davacının 5510 sayılı Kanun kapsamında belirtildiği şekilde boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığı anlaşılmakla, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, ....” gerekçesiyle “Davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E) Temyiz:
    Davalı ... vekili; “Tarafların aynı binada ayrı yaşamaları iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır. Bütün tanıklar akrabalardır tarafsız olamayacak tanık beyanlarına itibar edilemez.” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 22/12/2004 tarihinde eşi ...’den boşandığı, 1992 yılında vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığı, 24/03/2016 tarihli ve 27 sayılı Denetmen Raporunda davacı ve eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora göre; 17/10/2008-17/05/2016 tarihleri arasında ödenen 68.250,96 TL aylık tutarının borç çıkarıldığı, 21/07/2016 tarihli Jandarma tutanağı’nda , davacı ve eşinin girişleri farklı, ikiye bölünmüş bir evde ayrı yaşadıklarının muhtar beyanıyla tespit edildiği, yapılan adres araştırmasında, davacı ve eşinin 2015 yılına kadar adresinin ... İli ... köyü No:4/1, bu tarihten sonra içkapı numarasının değiştiği, evin bölünmesinden sonra yeni numara alındığı anlaşılmıştır.
    Tüm dosya kapsamı, davacı ve boşandığı eşinin sonradan girişleri ayırdıkları aynı evde ikamet etmeleri, denetmen raporunun içeriği, tanıkların dolaylı olarak birlikte yaşamı doğrulamaları, dosya içerisinde ki birlikte yaşanılan eve ilişkin fotoğraflar, bahse konu evde davacı ve eşinin ayrı yaşadıklarına dair iddianın hayatın olağan akışıyla bağdaşmaması hususları göz önüne alındığında davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi