(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2016/32691 E. , 2016/21393 K.
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, iş akdinin haklı ve geçerli sebep olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d maddesi kapsamında işverenin başka bir işçisine sataşmasından dolayı feshedildiğini, feshe konu olayda davacının Recep Poyrazlar isimli işçiyle tartışmaya başladığını, akabinde de Recep Poyrazlar"a yumruk attığını, her iki işçinin de iş sözleşmesinin disiplin kurulu kararıyla süresi içinde haklı nedenle feshedildiğini beyan ederek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada, bir başka işçinin sataşmasına, ağır küfür ve tahriklerine muhatap olan davacının kendisini olayların içerisinde bulmasının davalı şirkete haklı veya geçerli nedenle fesih hakkı vermediğinden, feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin davalıdan tahsilinin gerektiğine şeklinde hüküm kurulmuştur.
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı işverence haklı nedenle feshedilip edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İş Kanununun 18.maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II.maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir
İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II’nci bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni sayılmıştır. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan davranışları çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih nedeni sayılmalıdır.
Feshe konu olan somut olayda, davacının işyerindeki diğer çalışana eyleminin bulunduğu sabit olup işveren olaya karışan her iki işçiyi de bu olay nedeniyle işten çıkarmıştır. Davacı tarafından kavganın başlatılmadığı bu nedenle feshin haklı değil geçerli nedenle yapıldığı anlaşıldığından davanın reddi gerektiği halde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 1,50 TL harç gider ve 690,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.