22. Hukuk Dairesi 2016/8430 E. , 2019/8019 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde montaj ustası olarak 2006 yılından beri çalıştığını, en son aylık ücretinin 1.600,00 TL olduğunu, iş akdinin işverence haksız feshedildiğini, İş Kurumu yazısından anlaşılacağı üzere ödenmeyen ücret alacağının bulunduğunu, davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının hasta ve sorunlu olduğunu, işverence her türlü yardımın yapıldığını, 1,5 ay birikmişi olduğunu, piyasada işler açılınca elemana ihtiyaçları olduğunu bildiği halde daha iyi bir teklif aldığından işten ayrıldığını, geri döneceği kanısıyla sigorta çıkışının yapılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı ve davalı arasında davacının aylık ücretinin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.Mahkemece, Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.Somut olayda, davacı davalıya ait işyerinde montaj ustası olarak çalışmış, dava dilekçesinde aylık ücretinin 1.600,00 TL olduğunu belirterek dava açmasına karşın işkura verdiği şikayet dilekçesinde ise 1.400,00 TL aldığına yönelik beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf ise davacının asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Davacı galvaniz sac imalat ve montaj ustasıdır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacının aylık 1.500,00 TL net, brüt 2.095.26 TL olduğu kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Davacı tanığı da davacının aylık ücretinin 1.400,00 TL olduğunu beyan ettiğinden hükme esas alınan ücret hatalı tespit edilmiştir. Davacının mesleki kıdemi, yaşı, eğitim durumu, yaptığı iş, işyerinin özellikleri gibi kriterler ile ücret araştırması da yapılarak ilgili kurum ve kuruluşlara sorularak emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacının iş akdinin kim tarafından feshedildiği ile feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.Somut olayda, davacı işçi, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise işçinin 1, 1,5 ay maaş içeride birikmişi olmasına ve piyasada işler açıldığı zaman elemana ihtiyaçları olduğunu bildiği halde daha iyi bir teklif aldığı için işten ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece davacının iş akdinin işverence haksız ve bildirimsiz feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı tanığı olup aynı gün işten ayrılan işçi ... şirketin işlerinin kötü olduğunu, ücretlerini 3 ayda bir aldıklarını, durumu işverenle görüştüklerini, bu şartlarda şirkette çalışamayacaklarını söylediklerini, içerideki 2 aylık ücretlerini istediklerini, işverenin ise 500 TL ödemeyi teklif ettiğini, bunu kabul etmeyerek işten ayrılmak zorunda kaldıklarını beyan etmiş, içeride maaş alacağının bulunduğu davalı tarafça da teyit edilmiştir. Bu nedenle işçi tarafından ücret alacağının gününde ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin kabulü gerekmiştir. İş sözleşmesini haklı nedenle de olsa kendisi fesheden taraf ihbar tazminatına hak kazanamayacağından ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.