1. Ceza Dairesi 2019/2661 E. , 2019/4532 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Tasarlayarak öldürme
HÜKÜM : TCK.nin 82/1-a, 62, 53, 54. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün istinaf talebinin esastan reddine.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Tebliğnamede, katılanlar vekili ile ... İstanbul İl Müdürlüğü vekilinin süresinde yapmış oldukları temyiz taleplerinin CMK’nin 294. maddesinde belirtildiği şekilde temyiz sebebi içermediği belirtilerek bu temyiz taleplerinin reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; katılanlar vekilinin temyiz talebinde, sanık hakkında takdiri indirim uygulanmaması gerektiğine yönelen temyiz talebi olması ve ... İstanbul İl Müdürlüğü vekilinin temyiz talebinde, istinaf dilekçesine atıf yapıldığı ve bu dilekçede de takdiri indirim uygulanmasının hatalı olduğunun belirtilmesi karşısında her iki temyiz talebinin de takdiri indirim uygulanmamasına yönelen gerekçe ihtiva ettiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Katılanlar vekili duruşmalı inceleme isteminde bulunmuş ise de, 5271 sayılı Kanunun 299. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "sanığın veya katılanın temyiz başvurusundaki istemi üzerine veya re’sen duruşma yoluyla yapar" ibaresi 24.12.2017 tarih 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile "uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir" şeklinde değiştirildiğinden, incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle;
Sanık ... hakkında, maktul ...’a yönelik nitelikli kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 20.11.2018 gün, 2018/1409 E. ve 2018/1568 K. sayılı istinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkin; sanık müdafii, katılanlar vekili ve katılan ... İstanbul İl Müdürlüğü vekilinin yasal süresi içerisinde yapmış oldukları temyiz talepleri üzerine yapılan incelemede,
Sanık müdafiinin; sanık hakkında cezai ehliyete ilişkin yeterince araştıma yapılmadığına yönelen, katılanlar vekili ve katılan ... İstanbul İl Müdürlüğü vekilinin ise, sanık hakkında takdiri indirim uygulanmaması gerektiğine yönelen temyiz başvurularının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın kendisinden ayrılan ve görüşmek istemeyen maktulü olaydan önce çeşitli şekillerde tehdit ettiği, arkadaşları ve çevresi üzerinden de bu tehditlerini sürdürdüğü, maktulün sanığı şikayet etmek için adliyeye gittiği fakat sanık tarafından ikna edildiği ve şikayette bulunmadığı, sanığın maktul ile görüşmek için maktulün arkadaşını aracı kılmak istediği fakat maktulün arkadaşının buna yanaşmaması üzerine sanığın maktulü bir şekilde ikna ettiği ve sanığın Tokat’tan İstanbul’a geldiği, olay tarihinde sanık ile maktulün bir kafede oturdukları ve ardından maktulün doğum gününü kutlamak amacıyla pasta ve çeşitli içecekler temin ederek sanığın ayarlamış olduğu rezidans dairesi için rezidansın önüne geldikleri, burada bilinmeyen bir sebebten ötürü aralarında tartışma çıktığı ve maktülün sanık ile birlikte gitmekten vazgeçtiği, orada bulunan site görevlisinden de sanığı kendisinden uzaklaştırmasını rica ettiği, bunun üzerine sanığın tabancısını çıkartarak maktule ateş etmeye başladığı ve maktulün isabet alarak yere düştüğü, ardından tanık anlatımlarına göre sanığın “ben böyle istememiştim, neden böyle oldu” şeklinde sözler söylerek tabancayı kendi kafasına doğrulttuğu ancak tabancanın ateş almadığı ve sanığın olay yerinden uzaklaştığı olayda, sanığın maktul ile aralarında çıkan tartışma sırasında maktulün kendisi ile gelmek istememesi üzerine maktule anlık gelişen kast ile ateş ettiği ve öldürdüğü, suçun tasarlanarak işlendiğinin kabulü için, öldürme kararının şarta bağlı olmadan alınmasından sonra, ruhsal dinginliğe ulaşıldığını kabule elverişli makul bir süre geçmesine rağmen öldürme kararından ısrar ve sebat gösterilerek dönülmemesi ve belli bir hazırlıkla öldürme fiilinin gerçekleştirilmesi gerekmekle, yargılamaya konu somut olayda, sanığın öldürme kararını ne zaman aldığının ve belli bir hazırlıkla eylemlerini gerçekleştirdiğinin kesin olarak saptanamadığı, oluşan şüpheli durumun lehine yorumlanması gerektiği anlaşılmakla TCK’nin 81/1 maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yanılgılı ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden kararın 5271 sayılı CMK’nin 302/2. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 304/1 maddesi uyarınca dosyanın Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.10.2019 gününde oy birliği ile karar verildi