Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15306
Karar No: 2014/1435
Karar Tarihi: 27.01.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/15306 Esas 2014/1435 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/15306 E.  ,  2014/1435 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Konya 3. İş Mahkemesi
    Tarihi : 30.04.2013
    No : 2012/178-2013/150

    Davacı, 08.11.2006-13.08.2008 tarihleri arasında 1479 Sayılı kanun kapsamında sigortalı olduğunun ve bu süreler arasındaki sigortalılığının İptali nedeniyle önceden bağlanan yaşlılık aylığının 27.12.2011 tarihli işlemle kesilerek kendisine yersiz ödeme borcu çıkartılmasına ilişkin kurum işleminin iptalini ve kesilen maaşının tekrar bağlanmasını istemiştir.
    Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmü karşısında, davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanun olduğu anlaşılmaktadır.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı kanunun 24. maddesine göre, bir kimsenin zorunlu Bağ Kur sigortalısı olması için, meslek kuruluş kaydı ile birlikte, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması gerekli iken,. anılan maddelerde 19.4.1979 gün ve 2229 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir.Öte yandan, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasanın 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı yasanın 24. maddesinde, zorunlu Bağ Kur sigortalısı olmak için ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır. Yine 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı kanunla getirilen düzenleme ile de kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların Bağ Kur sigortalısı olacağı belirtilmiştir.
    619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenlemelerin, anılan KHK’nin Anayasa Mahkemesi’nce iptalinden sonra 4956 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle bu kez; gerçek ve basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar mükellefiyet tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkarlar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun şekilde kayıt olanlar ise talep tarihinden itibaren zorunlu sigortalı olarak Yasa kapsamına alınmışlardır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince; mahkemece, davacının, 27.05.1996-11.07.2011 tarihleri arasında şöförler odası kaydı, 28.05.2004-01.02.2010 tarihleri arasında da sicil kaydı nedeniyle 08.11.2006-13.08.2008 tarihleri arasında da sigortalı olmasına ilişkin kabulü, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın asli unsuru olan kendi nam ve hesabına çalışma olgusunun varlığı hususunda yapılan araştırma yönünden hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir. Zaman zaman anılan maddelerdeki değişikliklerle farklı kurallar öngörülmüş ise de; “kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma” Bağ-Kur sigortalılığının temel ve ön koşulu olarak varlığını korumuştur. Başka bir deyişle, belirtilen bu ana koşulun gerçekleşmesinden sonra diğer kural ve unsurlar değerlendirilebilir.
    Mahkemece, bu konuda, davacının delillerinin sorulmasından sonra, şöförler odasına kayıtlı olduğu dönemlerde hazirun cetvelinde adının olup olmadığı, odaya aidat ödeyip ödemediği, ehliyetinin geri alınıp alınmadığı, belediye ve trafik şube müdürlüğünden adına trafik cezası kesilip kesilmediği hususu araştırılarak davacının kendi nam ve hesabına çalışma olgusunun varlığı belirlendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi