21. Hukuk Dairesi 2017/329 E. , 2018/6468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, murisi eşi ... Tok"un 14.10.1988 tarihli 5 ay süre ile davalı ..."e ait iş yerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılardan Kurum vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
MERSİN 6. İŞ MAHKEMESİ
Mahkememizde görülmekte bulunan Hizmet Tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu 16/11/2015 tarihli dava dilekçesinde, davacının murisi eşi ... TOK"un 14/10/1988 tarihinden itibaren 5 ay süre ile davalı ..."e ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığını, davalı işverenin müteveffa ... Tok"un sigorta girişini yaptığı ancak bir gün dışındaki çalışmalarını kuruma bildirmediğini, bu nedenle davacının vefat eden eşi ... Tok"un 14/10/1988 tarihinden itibaren 5 ay süre ile davalı ..."e ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı kurum vekilinin 30/11/2015 tarihli cevap dilekçesinde, haksız ve yersiz açılan iş bu davanın reddi gerektiğini öncelikle bu tür davalarda işyerinin varlığı, 506 ve 5510 sayılı yasa kapsamına girip girmediği, hizmetin geçtiği sürede işyerinin 506 ve 5510 sayılı yasa kapsamında bulunup bulunmadığı, çalışma konusu işin niteliği devamlılık gösterip göstermediği, kurum kayıtları, şahsın işyerinde devamlı olarak hizmet akdiyle çalışmış olduğunu tanık beyanları dışında belgelerle ispatlaması ve fiilen çalışmasını ispatlaması gerektiği araştırılmalı ve nedenlerle yersiz açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..."in cevap dilekçesi sunmadığı, 16/06/2016 tarihli duruşmadaki beyanında, nakliye işyerinin olduğunu, davacının murisi eşi ... Tok"u tanıdığını kendisinin yanında 5-6 ay çalıştığını ancak hangi tarihlerde çalıştığını hatırlamadığını, olayda kendisinin kusuru olmadığını, muhasebecinin sigortayı tam yatırmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dava, davacının murisi olan eşinin davalı işveren yanında 14/10/1988 tarihinden itibaren 5 ay süre ile çalıştığının ve kuruma bildirilmeyen sürelerin tespiti talebine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacakları belirtilmiş, 3. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayan ve haklarında bazı sigorta kolları uygulanmayan kimseler sıralanmış, 6. maddesinde, çalıştırılanların, işe alınmalarıyla kendiliğinden “sigortalı” olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere,.........yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı açıklanmış, 79. maddesinde ve 5510 sayılı yasanın 86/8. Maddesinde yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca belirlenmeyen sigortalıların, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile kanıtlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının dikkate alınacağı bildirilmiş, ayrıca 506 sayılı yasanın 108. maddesinde de, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarih olduğu hüküm altına alınmıştır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesinin gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan.........İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, bu Kanunun 79. maddesine dayalı olan ve “hizmet tespiti davası” olarak nitelendirilen bir görünüm arz etmekte olup, bunun doğal sonucu olarak da söz konusu bir günlük çalışmanın belirlenmesi talepli davada, hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
Olağan olarak sigortalılık niteliği, taraflar arasında hizmet akdi ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta olup, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak benimsenen hizmet akdi ile birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli çalışma olgusunun varlığının da kanıtlanması gerekmektedir. Kuruma verilen ve çalışmayı ortaya koyabilecek belgeler; gerek 506 sayılı Kanunda, gerek 5510 sayılı ...... ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda, gerekse anılan Kanunlara dayanılarak hazırlanan.........İşlemleri Yönetmeliği (SSİY)"nde açıklanmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının murisi eşi ... Tok"un davalı ..."e ait 33082.33 sicil noda kayıtlı olan...... Ticaret Limited Şirketinde çalıştığı, işyerinin 18/02/1982 tarihinde 506 saylı kanun kapsamına alındığı, 14/10/1988 tarihinde de davacının işe başladığına dair usulüne uygun düzenlenmiş işe giriş bildirgesinin davalı kuruma intikal ettirildiği, dinlenen davacı tanıkları ve komşu işyeri tanıklarının ... Tok"un, davalı işveren yanında hizmet akdine dayalı gerçek çalışmasının bulunduğuna dair beyanları ve Yöntemince düzenlenerek yasal hakdüşürücü süre içerisinde ...... Kurumu Başkanlığına verilen sigortalı işe giriş bildirgesinin ilgilinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde olduğu birlikte değerlendirildiğinde, davacı murisinin 14/10/1988 tarihinde davalı ..."e ait işyerinde hizmet akdine dayalı ve sigortalı olarak çalışmaya başladığının kabulü gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE, davacının 14/10/1988 tarihinden itibaren 5 ay süre ile davalıya ait 33082 sicil nolu işyerinde asgari ücretle ve kesintisiz olarak çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 14/10/1988 olduğunun tespitine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 29,20 TL başvurma harcının davalı işveren ..."den alınmasına,
3-Davacı tarafından yapılan 256,00 TL yargılama giderinin davalı ..."den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı ... Yükselden alınarak davacıya verilmesine,
5-Fazla yatan avans var ise ... Bakanlığı HMK Gider Avansı Tarifesi"nin 5. maddesine göre, karar kesinleştikten sonra talep sahibine elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden, yok ise ... aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, davacı vekili, davalı ... ile ihbar olunan kurum vekilinin yüzüne karşı iş bu kararın taraflara tebliğ/tefhiminden itibaren mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt katibine beyanda bulunmak sureti ile işleyecek 6100 Sayılı Yasanın geçici 3. Maddesi uyarınca Yargıtay"da 8 günlük temyiz yol ve süresi açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2016