4. Hukuk Dairesi 2018/2110 E. , 2019/6241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ...-... esas sayılı dosyasında;
Asıl davada davacı ... ve birleşen davada davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat Eyup Dönmez tarafından, davalı asıl ve birleşen davada davalılar ... ve ... aleyhine 20/10/2011 ve 10/06/2014 günlerinde verilen dilekçeler ile trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen 15/07/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle mahkemece 16/11/2016 tarihli ek karar ile temyiz talebinin reddine ilişkin verilen kararın Yargıtay"ca adli yardım talepli olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 334. maddesinde “(1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. (2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. (3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.” hükmü getirilmiştir. Aynı Kanunun 336. maddesinde ise “(2) Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. (3) Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. (4) Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı ..."ın yukarıda belirtilen kanun hükmünün öngördüğü şartları taşıdığı anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
2- Dosya kapsamından; davalı ..."a 16/07/2015 tarihli gerekçeli karar "mernis" şerhli olarak tebliğe çıkmış ve "mahalle muhtarına teslim edilip 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı" ibaresi ile Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiş ve yerel mahkemece, hükmün "08/09/2015 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi" düzenlenmiştir. Bunun üzerine davalı ... vekili 16/11/2016 günlü dilekçe ile gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olmadığını belirterek kararı temyiz ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, 16/11/2016 günlü ek karar ile; temyiz dilekçesinin usulüne uygun yapıldığı gerekçesi ile temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Davalı ... karardan 14/11/2016 tarihinde haberdar olduğunu belirterek; masrafları adli yardımdan karşılanmak üzere temyiz talebinde bulunduğu, mahkemece verilen 16/11/2016 tarihli ek kararla; davalının 16/11/2016 tarihli temyiz başvurusu süresinde olmadığından temyiz talebinin reddine karar verildiği, davacının bu ek kararı süresinde temyize getirdiği anlaşılmakla, davacının asıl karara yönelik temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldığından ek kararın kaldırılmasına, asıl karara ilişkin temyiz isteminin incelenmesine geçildi.
3- Asıl dava trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat, birleşen dava ise zarar görenin yakınlarının manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, işleteni davalı ..., sürücüsü davalı ... olan araç ile kaza yapması neticesinde davacı ..."ın malul kaldığını belirterek asıl dava yönünden maddi, manevi tazminat, birleşen davada ise gerçekleşen trafik kazasında zarar görenin eşi, çocukları ve annesinin manevi zarara uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 184 ve 186. maddelerinde tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılamaya yönelik olarak; hâkimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği, tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılamaya ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilerek, taraflara son sözlerinin sorulmasından sonra hüküm verileceğine dair düzenleme getirilmiştir.
Öte yandan 6100 sayılı Kanun"un 27. maddesinde, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtilmiştir. Davanın taraflarına iddia ve savunmalarını serdetme imkânı vermeden davanın esasıyla ilgili değerlendirme yapılması mahkemeye erişim hakkını zedeler. Davanın bir mahkeme tarafından görülebilmesi ve kişinin adil yargılanma hakkı kapsamına giren güvencelerden faydalanabilmesi için ilk olarak kişiye iddialarını ortaya koyma imkânının tanınması gerekir.
Bu itibarla bir davanın sonucundan menfaati etkilenecek olan kişilerin bu yargılama hakkında bilgi sahibi olabilmelerine, uyuşmazlığın çözümü için gerekli ve sonuca etkili olduğunu düşündükleri hususlarda açıklamada bulunabilmelerine, iddialarını ispata yönelik
delil sunabilmelerine imkân sağlanması gerekir. Bu husus aynı zamanda silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkeleri ile de ilgilidir.
Dosya kapsamından; davalı ..."ın katılmadığı 15/07/2015 tarihli celsede mahkemece tahkikatın bitirilerek sözlü yargılamaya geçildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 186. maddesi uyarınca davalı ..."a meşruhatlı davetiye çıkartılmadığı, aynı duruşmada sözlü yargılamaya geçildiği ve hüküm verildiği anlaşılmaktadır. Bahsedilen bu yasal zorunluluğa uyulmaksızın karar verilmesi nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı ..."ın temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın yukarıda (2) no’lu bentte gösterilen nedenlerle kaldırılmasına, asıl kararın (3) nolu bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ..."ın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 23/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.