16. Hukuk Dairesi 2016/13437 E. , 2020/2833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu muhtelif yüzölçümlü 230 ada 11 ve 231 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar, tapu kaydı, harici satın alma, ifraz, taksim, bağış nedeniyle; 272 ada 16; 273 ada/;274 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibe nedeniyle 1/2"şer paylarla (... evlatları) ... ve ... adına; 220 ada 4 ve 291 ada 43 parsel sayılı taşınmazlar, aynı nedenle (... evladı) ... adına; 293 ada 8, 319 ada 13 ve 322 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar, aynı nedenle ... adına; 272 ada 6, 273 ada 9, 274 ada 3 ve 279 ada 17 parsel sayılı taşınmazlar, aynı nedenle (... evladı) ... adına; 279 ada 9, 287 ada 20 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar aynı nedenle (... evladı) ... adına; 273 ada 2, 275 ada 3, 279 ada 26, 285 ada 1, 286 ada 3 ve 291 ada 60 parsel sayılı taşınmazlar, aynı nedenle (Muammer evladı) ... adına; 273 ada 11, 275 ada 9, 279 ada 27, 285 ada 5, 286 ada 4, 290 ada 14 ve 291 ada 56 parsel sayılı taşınmazlar, aynı nedenle ... adına; 273 ada 12, 275 ada 10, 279 ada 10, 285 ada 4, 286 ada 1 ve 291 ada 59 parsel sayılı taşınmazlar, (... oğlu) ... adına; 273 ada 13, 275 ada 11, 279 ada 25, 285 ada 3, 286 ada 2 ve 291 ada 61 parsel sayılı taşınmazlar ise aynı nedenle (... oğlu) ... adına kadastro komisyon kararı ile tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, kadastro tespitlerinin iptali ile miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların kadastro komisyon kararındaki tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu olan çekişmeli 291 ada 43 parselin 17.05.2016 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 789,85 metrekarelik kısmı ile 273 ada 1 parselin krokide gösterilen 286,89 metrekarelik kısmı yönünden davacının babadan gelen payını istediği; dava konusu yerlerin tarafların murisi olan Halil Bilgi"den geldiğinin tarafların beyanları ve mahalli bilirkişi beyanları ile sabit ve tartışmasız olduğu ve murisin bu yerlere tek başına zilyet olduğu, ancak vefat etmeden önce çekişme konusu olan bu taşınmazlarını davalı tarafa yer göstererek hibe ettiği, bu hususun tespit bilirkişisi olup olaya şahit olan ..."nin beyanı ile anlaşıldığı ve zilyetliğin devir olduğu tarihten itibaren davalıların bu yerin maliki olduklarının sabit olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Yapılan keşifler ve toplanan diğer delillere göre, çekişmeli taşınmazların öncesinde müşterek muris ... ’ye ait olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı gibi, murisin vefatından sonra da tüm mirasçıların katılımıyla usulünce bir taksimin yapılmadığı da dosya kapsamıyla sabittir. Uyuşmazlık, murisin taşınmazları davalılara hibe edip zilyetliğin davalılara devredilip edilmediği; 230 ada 11 ve 231 ada 2 parseller yönünden ise ayrıca (bu taşınmazların ortak murisin hissedar olduğu tapu kayıtlarına dayalı olarak tespit gördüğü ve tutanaklarda 1980 tarihinde oğlu olan -tespit malik davalıların babası- Mustafa’ya bağışlandığı yazılı olduğu görülmekle) davalılar adına Kadastro Kanunu’nun 13/B-b koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Taşınmazların mülkiyetinin davalılara geçtiğinin kabulü için, zilyetliğin de müşterek muris tarafından davalılara devredildiğinin ispatı gerekir. Keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ... ile davacı tanığı, muris Halil"in, çekişmeli taşınmazları vefatına kadar çocukları ile birlikte kendisinin kullandığını, murisin vefatından sonra ise taşınmazları bir kısım mirasçılarının (davalı tarafın) kullandığını beyan etmiş; beyanı hükme esas alınan tespit bilirkişi ... ve davalı tanıkları ise, murisin sağlığında yer göstermek suretiyle çekişmeli taşınmazları davalı tarafa bıraktığını, tespitin de murisin yaptığı paylaştırmaya göre yapıldığını ve bu paylaştırmadan sonra taşınmazların buna göre kullanıldığını beyan etmiş olup, bu haliyle mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişisi beyanları arasında çelişki doğduğu halde, mahkemece bu çelişki yöntemince giderilmediği gibi, zilyetliğin devredilip devredilmediği hususunda alınan beyanlarda uyuşmazlığın çözümüne yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlar başında, mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; yapılacak bu keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinden, çekişmeli taşınmazlarla ilgili olarak iddia edildiği şekilde bir hibe işlemi olup olmadığı, mevcut ise, zilyetliğin müşterek murisin ölüm tarihinden önce davalılara devredilip edilmediği, zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, ölüm gününe kadar murisin taşınmazları kullanıp kullanmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle; tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde ise tüm tespit bilirkişileri dinlenilerek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki alınmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek ve tüm çabalara rağmen deliller arasındaki çelişkiler giderilmemiş ise hangi delile neden üstünlük tanındığı gerekçede tartışılmak suretiyle bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.