4. Hukuk Dairesi 2018/2114 E. , 2019/6240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 05/04/2012 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının sevk ve idaresindeki araç ile müvekkilinin kullandığı motosiklete çarptığını, çarpma neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını ve halen tedavi görmeye devam ettiğini belirterek oluşan maddi manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davanın maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, olay tarihi, davacının yaralanma derecesi ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Davalı ..."nin temyiz itirazlarına gelince;
a) Somut olayda; davaya konu kaza nedeniyle davacının 8 aylık iyileşme süresi gerektirecek ve % 17.2 sürekli maluliyete yol açacak biçimde yaralandığı alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlenmiş, davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle bakım ihtiyacı bulunup bulunmadığı, varsa bu ihtiyacın oranı ve süresi konusunda herhangi bir araştırma yapılmaksızın, davacının iyileşme süresi boyunca bakıcı giderinin bulunduğu kabul edilerek bu talep açısından davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle duyacağı bakım ihtiyacı ve yapılacak bakıcı giderinin tespiti bakımından, konusunda uzman adli tıp uzmanı doktor bilirkişiden, bakım ihtiyacı süresi ne kadar olduğu konusunda, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra, davacının bakıcı gideri talebi konusunda hesap raporu alınıp karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
b) Mahkemece, dava dışı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan nakdi ödeme bilirkişi tarafından hesaplanan maddi tazminat miktarından mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım da elde etmiş olup zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir.
Şu durumda, mahkemece, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin hangi zarar kalemi karşılığı yapıldığı araştırılmalı ve mahsubu gerektiği takdirde yapılan sigorta ödemesinin güncellemesi yapılarak zarar belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) ve (3/ a,b) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, davacı vekili ile davalı ..."nin diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 23/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.