6. Ceza Dairesi Esas No: 2014/9388 Karar No: 2018/72 Karar Tarihi: 16.01.2018
Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2014/9388 Esas 2018/72 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, yağma suçundan mahkum olan bir sanığın hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusundaki dava dosyasını görüştü. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun önceki kararlarına göre, hüküm açıklanması geri bırakılan bir sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkum olması durumunda hüküm açıklanacaktır. İkinci suçun kesinleşme tarihinin ve niteliğinin önemi yoktur. Kanun koyucu ikinci suçun kasıtlı bir suç olmasını yeterli görmüştür. Bu nedenle, yerel mahkeme, sanığın denetim süresi içinde işlediği kasıtlı suçtan verilen mahkumiyet hükmünü esas alarak açıklanması geri bırakılan hükmü açıklamasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Kararda ayrıca, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/3. maddesinin 31/2. maddesinden önce uygulandığına dair bir aykırılık tespit edilse de, sonuç cezaya etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Kanun maddeleri olarak, CMK'nun 231/11. maddesi ve TCK'nın 50. maddesi belirtilmiştir.
6. Ceza Dairesi 2014/9388 E. , 2018/72 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.05.2015 gün 2014/8-145 Esas ve 2015/145 sayılı kararı ışığında; 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesinde açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün hangi şartların gerçekleşmesi halinde açıklanacağı açıkça belirtilmiş olup bu düzenlemeye göre hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkum olması durumunda hüküm açıklanacaktır. Bunun için ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir. İkinci suçun kesinleşme tarihinin önemi yoktur. İkinci suçun şikayete bağlı veya re"sen soruşturulan bir suç olması da sonuca etkili değildir. Yine ikinci suçtan mahkumiyetin adli para cezası ya da hapis cezası olması yanında TCK"nın 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmiş olmasının da önemi olmadığı gibi kesin nitelikte olmasının da önemi yoktur. Kanun koyucu ikinci suçun kasıtlı bir suç olmasını yeterli görmüş, ikinci suçtan verilecek mahkumiyet hükmünün niteliği konusunda bir sınırlama getirmemiştir. Kanun koyucunun muradı farklı yönde olmadığından, CMK"nun 231. maddesinden önce düzenlenen 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesinin 6. fıkrasında olduğu gibi denetimli serbestlik süresi içerisinde işlenen ikinci suçtan verilecek mahkumiyetin niteliği konusunda kısıtlayıcı bir hükme yer vermemiştir. Bu nedenlerle, yerel mahkemenin, sanığın denetim süresi içinde işlediği kasıtlı suçtan verilen TCK"nın 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmiş mahkumiyet hükmünü esas alarak açıklanması geri bırakılan hükmü açıklamasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamede bu konuda bozma isteyen düşünceye katılınmamıştır. Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 168/3. maddesinin 31/2. maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı Kanunun 61. maddesine aykırı davranılmış ise de sonuç cezaya etkili olmayacağından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.