23. Ceza Dairesi 2015/11799 E. , 2016/11037 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62, 52 ve 51. maddeleri gereğince erteli 10 ay hapis ve 200 TL adli para cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Temyiz kapsamı dışında bulunan diğer sanık ..."ın, akrabası olan katılanı arayarak vefat eden bir akrabasının eşyaları arasından bir valiz dolusu Alman markı çıktığını, bu parayı Türk Lirasına çevirmek isteğini söylemesi üzerine katılanın Denizli"ye gelerek ... ve sanık ... ile buluştuğu, ardından sanık ..."ın içinde Alman markı bulunan valizden 30 Alman markını kontrol amacı ile katılana verdiği, katılanın Antalya"ya dönerek paranın gerçek olduğunu tespit etmesi üzerine babasından 25.000 TL alarak tekrar Denizli iline döndüğü, burada kendisini ..."ın karşıladığı ve 25.000 TL yi alarak paraları getireceğim diyerek ayrılmasına rağmen bir daha gelmediği, bunun üzerine katılanın sanık ... ile buluşarak...."i aramaya başladığı, sanık ..."ın ise katılana 80.000 TL ayarlaması durumunda elinde olan 450.000 Alman markını vereceğini söylemesi üzerine, katılanın Antalya"ya gelip babasından 80.000 TL alarak sanık ..."ın yanına geldiği ve sanık ..."ın katılandaki parayı alarak Alman markını getireceğim diyerek ayrılmasına rağmen bir daha gelmediği, sanığın bu surette hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiği, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunması, katılan ve tanık beyanı, teşhis tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan suç vasfına ve sübutuna ilişkin kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılanın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK"nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) Kabule göre de, sanık hakkında TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar hep birlikte ve isabetli bir şekilde değerlendirilip, olayın oluş şekli, fiilin ve meydana gelen zararın ağırlığı, suç konusunun önem ve değeri göz önüne alınarak temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak tayini gerekirken, orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde takdirde hataya düşülerek alt sınırdan belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
3) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının alt sınırın üzerinde “12 gün” olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.