5. Hukuk Dairesi 2017/7957 E. , 2017/12609 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki Tepecik mahallesi 204 ada 78 parsel (eski 172 parsel) ile 1476 parsel sayılı taşınmazların zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olduğu gibi, üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması, değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması ve kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, kıyasi emsal olarak incelenen taşınmaz limited şirkete satılmış olup özel amaçlı bu satışın emsal olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazların, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar
ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazların; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazların değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Dava konusu 1476 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve 01.12.2014 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısmın yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında, bu bölümde değer azalışı olacağı gözetilmeden, yazılı şekilde, değer kaybı verilmeyerek aza hükmedilmesi,
3)Dava konusu 172 parsel sayılı taşınmaz 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucunda 206 ada 48 parsel olduğu halde, eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulmak suretiyle infazda tereddüte yol açılması,
4)2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 10. maddesine 6459 sayılı yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içinde sonuçlandırılamayan davada tespit edilen bedele 23.02.2013 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.