Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1388
Karar No: 2019/6233
Karar Tarihi: 23.12.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/1388 Esas 2019/6233 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2019/1388 E.  ,  2019/6233 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... İl Özel İdaresi vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Madencilik ve Turizm AŞ vekili Avukat ... ve diğerleri aleyhine asıl davada 21/07/2008, birleşen davada ise 10/11/2008 günlerinde verilen dilekçeler ile yola verilen zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen 28/02/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar ... Madencilik ve Turizm AŞ, ...., ... Madencilik Anonim Şirketi, ... Turizm İnşaat Ltd. Şti. ve ihbar olunan ... vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Mahkeme gerekçeli karar başlığında, dava tarihinin asıl davada 21/07/2008, birleşen davada 10/11/2008 tarihi olarak yazılması gerekirken, 21/11/2014 tarihi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır.
    1-İhbar Olunan ...’ın temyiz itirazları yönünden; ... her ne kadar karar başlığında davalı olarak yazılmışsa da kendisi ihbar edilen konumunda olup 6100 sayılı HMK/63 ve devam maddeleri gereği davada taraf sıfatı da
    bulunmamaktadır. Şu halde aleyhine bir hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunan ...’ın temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
    2-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    3-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
    a) Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar ... Madencilik ve Turizm Anonim Şirketi vekili, ... Yapı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili, ... Madencilik Anonim Şirketi vekili, ... Turizm İnşaat Limited Şirketi vekili ve ihbar olunan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili asıl ve birleşen davada, ... ilçesine bağlı ..., ... ve ... köyleri tarafından grup yolu olarak kullanılan ve asfalt kaplaması da yapılmış olan yolun davalı şirketlere ait maden ve taş ocaklarından yapılan nakliyat sırasında ağır tonajlı vasıtalarca kurallara aykırı olarak kullanılması nedeni ile tadilatla giderilemeyecek düzeyde bozulduğunu bu nedenle yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirterek, uğranılan kamu zararının davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı ... Anonim Şirketi vekili, davalı ... İnşaat Nakliyat Gıda Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili ve davalı ... Madencilik Enerji Kimya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekili; çalışmalarının ilgili Bakanlık tarafından verilen izin ve ruhsatlar dahilinde yapıldığını, yolun mahallin ihtiyaçlarına ve yol standartlarına uygun yapılmasının denetim ve bakımının idarenin sorumluluğunda olduğunu, gerekli bakımın yapılmadığını ayrıca davaya konu yolun diğer taşıtlar tarafından da kullanıldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 20/11/2012 gün, 2011/15209 esas ve 2012/17403 karar sayılı ilamıyla uzman bilirkişiler eliyle, yol yapımında kullanılan malzeme, mevsim ve hava koşulları, yolu kullanan vasıtaların niteliği, davalıların yol güzergahı ve tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak, kusur ve zarar yönünden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere bozulmuştur. Yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, tarafların kusur durumları ve tazminat hesabı yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınarak, davanın reddine karar verilmiştir.
    Bir kimseye ihbar yoluyla taraf sıfatı verilmesine olanak bulunmadığı gibi hüküm, davada taraf sıfatı olanların lehinde veya aleyhinde kurulmaktadır. Davada taraf sıfatı olmayan hakkında hüküm verilemeyeceği tartışmasızdır. Ayrıca, ihbar yolu ile davaya icabet edenin davada vekille temsil edilmesi de sonuca etkili olmayıp, vekalet ücreti takdir ve tayin edilmesini gerektirmez.
    Şu durumda; 6100 sayılı HMK.’nun 61 ve devam maddeleri gereği davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan ...’ın mahkeme gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesi ve lehine de vekalet ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya uygun olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    b) Dosyadaki bilgi ve belgelerden; uzman bilirkişi heyetinden alınan 04/09/2015 tarihli raporda, köy yollarının inşası sırasında üst yapı tasarımı yapılırken söz konusu yollarda mevcut ve gelecekte geçecek trafik hacmi ve taşıt komposizyonu hesaplanarak üst yapı kalınlıklarının belirlenmesi gerektiği, dava konusu yolların taş ocakları ve maden ocakları
    yüklerini taşıyan ağır taşıtların ve köylerin hasat zamanı yüklü taşıtların etkisiyle beklenenden fazla ağır taşıt yükü etkisi altında kalması ve bölgedeki iklim şartlarının da sert olması nedeniyle hızla bozulacağı belirtilmiş ve davacının bu sebepleri bildiği halde, davaya konu yolu yönetmelikte belirtilen kriterlere göre planlamadığı gerekçesiyle %85 oranında kusurlu bulunduğu, davalı şirketlerin de kusurlu kabul edildiği takdirde hangi şirketin ne kadar kusurlu olduğunun tespit edilemeyeceğini ancak en alt düzeyde %15 kusurlu
    olabilecekleri yönünde mütalaada bulunulmuştur. Şu halde; bilirkişi raporunda ağır tonajlı vasıtaların yola zarar verdiği kabul edilmiş ve davalılar yönünden %15 oranında kusur da tayin edilmiş olduğuna göre, mahkemece yapılması gereken dosyada mevcut tanık beyanları da gözetilerek, bilirkişi raporunda tespit edilen kusur oranında hesaplanan zarardan davalıların sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile haksız fiil sorumluluğunun "kusur" unsuru ve kusur miktarı kesin olarak tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (3/ a ve b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine; bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ihbar olunan ...’ın temyiz dilekçesinin ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacı ile ihbar olunan ..."dan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 23/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi