19. Ceza Dairesi Esas No: 2020/40 Karar No: 2020/1134 Karar Tarihi: 10.02.2020
4733 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/40 Esas 2020/1134 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında gümrük kaçakçılığı suçundan açılan dava, başka bir dava ile birleştirilerek, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu işleme durumu tartışılmalıdır. Ayrıca, hapis cezasına mahkum olan sanığa hak yoksunluklarına hükmedilmiştir ancak Anayasa Mahkemesinin kararı ile yeniden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Suça konu olan bandrolsüz sigaraların nitelendirilmesi açısından bilirkişi tayin edilmesi gereksiz ve sanığa sebep olmadığı halde keşif ve bilirkişi ücreti yükletilmesi hatalıdır. Kanun maddeleri: 4733 sayılı Kanun, TCK'nin 43/1. maddesi, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi, Anayasa Mahkemesinin 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı, 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2020/40 E. , 2020/1134 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 4733 sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; I-Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisinin ihlalidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında dava konusu suç tarihinde ve sonrasında birçok kez işlediği aynı suç nedeni ile açılan kamu davası üzerine Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nde 2016/4 Esas sayılı derdest davanın bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile, sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı, aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, II-Kabule göre de; a-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, b-Suça konu sigaraların bandrolsüz olduğuna ilişkin tereddüt olmadığının anlaşılması karşısında; suçun sübutu ve nitelendirilmesi açısından etkisi olmadığı halde bilirkişi tayin edilerek, sanığa sebep olmadığı keşif ve bilirkişi ücretinin yükletilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.