8. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2923 Karar No: 2017/3171 Karar Tarihi: 08.03.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/2923 Esas 2017/3171 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı üçüncü kişi, borçlu şirketin faaliyet gösterdiği adreste yapılan haciz sırasında mahcuzların kendisine ait olduğunu ve borçlu şirketle organik bağının bulunmadığını savunarak davayı reddettirmek istemiştir. Ancak, mahkeme borçlu şirket ile davalı üçüncü kişi arasında organik bağın olduğunu ve davalı tarafından mahcuzların mülkiyetinin ispatlanamadığını belirterek davanın kabulüne karar vermiştir. Davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay bu kararı İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri gereğince bozmuştur. Karar açıklamasında belirtildiği gibi, istihkak davalarının ön koşulu, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. Bu şartların sağlanmadığı durumlarda, istihkak davası açılması hukuki yarar oluşturmamaktadır. İlgili kanun maddeleri ise İİK'nun 99, 366/3 ve HMK'nun 114/h ve 115/2 maddeleridir.
8. Hukuk Dairesi 2015/2923 E. , 2017/3171 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KA R A R
Davacı alacaklı vekili, borçlu şirketin faaliyet gösterdiği adreste haciz yapıldığını, hacze konu mahcuzların borçluya ait olduğunu, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddi ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı üçüncü kişi vekili, hacze konu mahcuzların 3.kişi şirkete ait olduğunu, 3.kişi şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan davacı şirketin aynı şirketler grubu altında faaliyet gösteren, ilişkileri iç içe geçmiş şirketler olduğu, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu, ayrıca davalı şirket tarafından kanıtlayıcı belge ve delil sunmak suretiyle mahcuzların mülkiyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkidir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz.Somut olayda, dava konusu 15.01.2014 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan...’un üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, 3.şahıs tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunmamaktadır. O halde davacı alacaklının İİK 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı HMK nun 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 08.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.