Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/3950 Esas 2016/19211 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3950
Karar No: 2016/19211
Karar Tarihi: 20.09.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/3950 Esas 2016/19211 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/3950 E.  ,  2016/19211 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Şikayetçi icra kefili ..."ın icra mahkemesine başvurusunda; icra kefaletinin icra baskısı altında ve yasal şekil şartlarına aykırı olarak düzenlendiğini iddia ederek icra kefaletinin iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    İİK"nun 38. maddesi uyarınca; ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir.
    Nitekim, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; ""Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır"" hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemede, icra kefaleti için öngörülen bu şekil kuralı, bir geçerlilik (sıhhat) şartı olup, mahkemece, re"sen göz önüne alınmalıdır.
    Somut olayda, şikayetçi tarafından icra kefalet işleminin geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de, bu iddianın incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır.
    Öte yandan, icra kefalet tutanağında; sorumlu olunan azami miktarın ve kefalet tarihinin, kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı görülmekte olup, bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu"nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, icra kefaletindeki şekil eksikliğinin re"sen nazara alınarak şikayetin kısmen kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.