22. Hukuk Dairesi 2015/13993 E. , 2015/19024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesinde geçen işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli sebebe, ekonomik sıkıntılar ile istihdanda azalmaya dayanılarak feshedildiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar neticesinde davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda; 19.10.2007-27.06.2014 tarihleri arasında ürün tanıtım elemanı olarak çalışan davacının iş sözleşmesi; ticari zarar ve ekonomik edenlerden dolayı firmanın ticari faaliyetlerinin devam ettirilebilmesi için tüm personelin aylık ücretlerinde azalmaya gidilmesine, ayrıca azaltılan ürün portföyüne bağlı olarak azalan iş kapasitesinden dolayı personel azaltımına gidilmesi gerekçe gösterilerek feshedilmiştir. Mahkemece mali müşavir bilirkişiden rapor ve mütalaa almak suretiyle karar verilmiştir. Bilirkişinin sıfat ve uzmanlık alanı dikkate alındığında, görüş ve kanaatlerinin olayı aydınlatmaya yeterli olmayacağı açıktır. Mahkemece davalı işyerine ait fesihten önceki ve sonraki altışar aylık dönem bordroları dosyaya getirtilmeli, sonra aralarında mali müşavir ile insan kaynakları ve işletmenin faaliyet alanında uzman olan bilirkişilerin de bulunduğu bilirkişi heyetiyle birlikte davalı işyerinde keşif yapılıp konuyla ilgili bütün kayıt ile belgeler, organizsayon şemaları incelenmeli ve işletmesel karar uyarınca yeniden yapılanma olup olmadığı, fesihten sonra yeni işçiler alınıp alınmadığı, hangi pozisyonlara alındığı, davacı ile özellikleri karşılaştırılarak işverenin işletmesel kararı tutarlı uygulayıp uygulamadığı, feshin keyfi olup olmadığı ve feshin kaçınılmaz olup olmadığı ile feshe son çare olarak başvurulup başvurulmadığı hususlarında denetime elverişli açık ve ayrıntılı rapor alınmalıdır. Davacının mevcut veya makul süreli bir eğitimle kazanabileceği özellikleri itibariyle istihdam edilebileceği açık başka pozisyon ya da pozisyonların bulunup bulunmadığı, varsa bu pozisyonların işverence işçiye teklif edilip edilmediği hususları açıklığa kavuşturulmalıdır.
2-Dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemesi ile davalı işverenliğin. 01.01.2014 tarihinden sonraki personel hareketleri değerlendirildiğinde ise 4857 sayılı Yasanın "Toplu İşçi Çıkarma" başlıklı 29. madde hükmü doğrultusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına 20.06.2014 tarihinde davacı da dahil olmak üzere 112 işçinin iş sözleşmesinin fesih edileceğine dair bildirim yapılmış olduğu, 01.01.2014 tarihinden sonra toplam 133 işçinin iş sözleşmesinin çeşitli nedenlerle sona erdiği ve aynı dönemde işe alınan işçi sayısının sadece 10 olduğu, davacını iş sözleşmesinin feshinden sonra da iş sözleşmesi sona eren Tıbbi Tanım Mümessillerinin bulunmasına rağmen fesihten sonra Aralık 2014 ayında 3 adet Tıbbi Satış Mümessilinin işe alındığı belirlenmiştir. Mahkemece davalı yetkilisi duruşmada dinlenilmek suretiyle işçi hareketliliği ve toplu işçi çıkarımı sonrasında yeni işçi alınma nedeni sorularak aydınlatılmalı, ardından ilk bentte yer alan bozma gereği yerine getirilmelidir. Belirtilen esaslara aykırı olarak eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.