13. Hukuk Dairesi 2016/1980 E. , 2018/670 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca davalının temyiz talebinin reddine dair ek kararın, davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının 1.3.2009 tarihli sözleşme ile kurum bünyesinde pilot olarak çalışmaya başladığını, hizmet sözleşmesinin süresinden önce haksız olarak davalı tarafından fesih edildiğini bu nedenle sözleşme ile kararlaştırılan tazminatın ödenmesi gerektiğini, tahsili için yapılan takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline %40 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 2.792,45 euro üzerinden itirazın iptali ile icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalının temyiz harcını muhtıraya rağmen eksik yatırdığından bahisle temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen 6.11.2015 tarihli ek kararın, 1.10.2015 tarihli tebligatta muhtıranın ekli olduğuna ilişkin meşruhatın bulunmadığı ve temyiz harcının da tamamlandığı anlaşıldığından davalı vekilinin ek kararına yönelik temyiz isteminin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına ve tarafların temyiz taleplerinin incelenmesi sonucu; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İ.İ.K nun 67 inci maddesinin 2 nci fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması da yasal koşullardan değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Ayrıca, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit ve muayyen olması gerekir. Borçlu tek başına ne kadar borçlu olduğunu bilecek durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulu gerekir. Somut olayda davacı-alacaklı yararına temyiz dilekçesinde belirttiği üzere " % 20 oranından az olmamak üzere lehime inkar tazminatına karar verilmesi gerekir " şeklindeki açıklaması gözetilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu talebin reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan birinci bent gereğince davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinin silinerek yerine "alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine" sözlerinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 95,00 TL harcın davacıya, 94,90 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.