19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3839 Karar No: 2018/4722 Karar Tarihi: 03.10.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3839 Esas 2018/4722 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalının kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yaptığını ve takibe dayanak bonodaki keşideci imzasının davacının yetkili temsilcisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açmıştır. Davalı ise dava konusu imzanın davacının vekalet verdiği kişiye ait olduğunu savunmuş ve davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, takibe konu bonodaki keşideci imzasının davacı şirket temsilcisinin vekalet verdiği kişiye ait olduğunu, bu kişinin davacının ticari mümessili olarak kabul edilmesi ve davacı şirketin bono nedeniyle sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Davacı şirket yetkilisi tarafından verilen vekaletnamede verilen yetkilerin sınırlı olduğu ve işletmenin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirildiği belirtilerek, söz konusu kişinin ticari temsilci olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı BOZULMUŞ ve davanın reddine ilişkin kararın yanlış olduğu belirtilmiştir. Kararda, Türk Borçlar Kanunu'nun 547. maddesi de açıklanarak, ticari temsilci kavramı detaylı bir şekilde tartışılmıştır.
19. Hukuk Dairesi 2017/3839 E. , 2018/4722 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yaptığını, takibe dayanak bonodaki keşideci imzasının davacının yetkili temsilcisine ait olmadığını ileri sürerek, davacının borçlu olmadığının tespitini, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu imzanın davacının vekalet verdiği ....’ya ait olduğunu savunarak, davanın reddini ve inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, takibe konu bonodaki keşideci imzasının, davacı şirket temsilcisinin vekalet verdiği geniş yetkilere sahip ....’ya ait olduğu, ....’ya verilen vekaletnamedeki yetkiler incelendiğinde bu kişinin davacının ticari mümessili olarak kabul edilmesi ve davacı şirketin bono nedeniyle sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine, tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece davacı şirket yetkilisi.....tarafından verilen 11.05.2011 tarihli vekaletname içeriğindeki yetkilerin kapsamı uyarınca vekil edilen ......’nın şirketin ticari mümessili sayılacağı , kambiyo senedi düzenleme yetkisinin bulunduğu kabul edilmiş ise de, söz konusu vekaletname içeriğindeki yetkiler değerlendirildiğinde, verilen yetkilerin sınırlı olduğu, şirketin yönetimine ilişkin geniş yetkiler içermediği, ....’nın işletmenin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirildiği, bu nedenle TBK"nın 547. maddesinde belirtilen ticari temsilci olarak kabul edilemeyeceğinden, ....’nın davacı şirket adına kambiyo senedi yoluyla borçlanma yetkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.