21. Hukuk Dairesi 2016/14177 E. , 2018/6435 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, temyiz kapsamına ve nedenlerine, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, 09.09.2008 tarihinde meydana gelen iş kazasında malul kalan işçinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece 88.240,54TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, bu tazminattan 1.000,00TL için kaza tarihinden, bakiyesi için ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine; 80.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiz ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kabul ve uygulamaya göre dava, iş kazasında malul kalan sigortalının manevi zararları yanında SGK Başkanlığı tarafından karşılanmayan maddi zararlarını da kapsamaktadır.
Dosya kapsamına göre, davalı işverenin %80, davacı kazalı işçinin %20 kusurlu sayıldığı; SGK Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olarak kabul edildiği, maluliyetin %53 olarak tespit edildiği, buna göre davacıya 88.832TL ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığı; hesap bilirkişisi raporunda, davalı kusuruna göre Türk Borçlar Kanunun 55. maddesi kapsamında indirim yapılması gerekirken, bağlanan gelirin tümüyle maddi zarardan tenzil edildiği ve bakiye maddi zararın belirlendiği, Mahkeme tarafından hesap bilirkişisi raporuna göre maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, tüm tazminatlara kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını ve Türk Borçlar Kanunun 55. Maddesi kapsamında davalı kusuruna göre SGK tarafından bağlanan gelirin tenzil edilmesini, buna aykırı hükmün bozulması gerektiğini savunmuştur.
1-Maddi zarar, malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade etmek için kullanılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin tazminat davalarında öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafık kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın düzenlemenin tüm fiil ve işlemlere uygulanması gerekir.
Bu kapsamda SGK Başkanlığı tarafından bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin, davalı işveren kusuru ile sınırlı kısmı belirlenerek bilirkişi hesap raporunda tespit edilen maddi zarardan indirilmesi ve oluşacak sonuca göre maddi tazminata karar verilmesi gerekir.
2-İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 09.09.2008 tarihinde meydana geldiği, dava ve ıslah dilekçelerinde maddi ve manevi tazminat istemleri için olay tarihinden itibaren faiz talebi bulunmasına rağmen, ıslah dilekçesindeki maddi tazminat miktarının tümüne iş kazası tarihinden itibaren yasal faiz kararı verilmesi gerekirken, ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olmuştur ve kararın bozulması gerekmiştir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Böylelikle davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılara yükletilmesine, 17.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.