13. Hukuk Dairesi 2016/26579 E. , 2018/656 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat .... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 16.05.2013 tarihinde sahibinden.com isimli siteden ..... marka 2. el aracı 66.000,00 TL"ye davalıdan satın aldığını, aracı satın aldıktan sonra araca 2.400,00 TL bedelle .... dönüşüm sistemi taktırdığını, muayenesini yaptırarak 05.06.2013 tarihinde 34 .... plaka sayısı ile adına tescil ettirdiğini, 10.04.2014 tarihinde haricen ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2013/230 esas sayılı dosyası üzerinden dava konusu aracına Kaçakçılık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından devam eden kamu davası nedeniyle el konulacağını öğrendiğini, bu durumu öğrenmesi üzerine aracı satın aldığı davalıya ulaşarak durumu izah ettiğini ve araca el konulmadan geri almalarını ve ödediği bedeli iade etmesini istediğini ancak davalının bunu kabul etmediğini, aracın her an zapt edilme tehlikesi olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 68.000,00 TL aracı satın aldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.
Davalı, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, esastan ise zaptın söz konusu olabilmesi için aracın satın alma anında tedbir, haciz gibi kısıtlayıcı bir şerhin bulunması gerektiğini, bunların bulunmadığını, zapt tehlikesinin tek başına yeterli sebep olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 81.704,92 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile; satın aldığı aracın mahkeme kararıyla heran zapt edilme tehlikesi içinde olduğu iddiası ile zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince uğradığı zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Dosyanın incelenmesinde davacının 16.5.2013 tarihinde davalıdan davaya konu aracı satın aldığı, satın aldıktan sonra lpg taktırdığı, aracın satış tarihinden önce ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava konusu aracın da yer aldığı bir kısım araçlarla ilgili yurda kaçak yollarla sokulduğu gerekçesiyle dava açıldığı, Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95 esas ve 2011/78 sayılı kararı ile ceza zamanaşımının dolduğundan bahisle cezanın ortadan kaldırılarak iyi niyetli 3. Kişilerin araçlarında bulunan tedbirin kaldırılmasına karar verildiği, bu minvalde dava konusu .....
plakalı araç üzerindeki tedbirin 11.4.2011 tarihinde kalktığı,dosyanın temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince suçun teşekkül halinde kaçakçılık suçunu oluşturması ihtimali nedeniyle zamanaşımının dolmayacağı gerekçesiyle bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılamada 21.4.2014 tarihinde yeniden tedbir kararı verildiği, dosyanın halen derdest ve aracın karar anında davacının elinde olup aracın müsadere edilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Aracın kaçakçılık suçuna konu olduğu tarafların bilgisi dahilinde olmadığı gibi bu husus mahkemenin de kabullündedir. Somut olayda çözülmesi gereken uyuşmazlık tarafların bilmemesine rağmen satım anında aslında var olan bir tehlikeye karşı davalı satıcının sorumlu olup olmayacağı ve bu sorumluluğun zapta karşı tekeffül hükümleri doğrultusunda çözülüp çözülemeyeceğidir. Araç halen davacıda olup yapılan yargılama sonucunda müsadere kararı verilip verilmeyeceği belli değildir. Öyle olunca, davacının bu aşamada zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak dava açmakta hukuki yararı yok ise de ihtiyati tedbir konulmakla araç hukuki ayıplı hale gelmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu"nun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümleri kapsamında çözümlenmelidir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının ayıba karşı tekeffül hükümleri gereği sözleşmeden dönüp bedeli isteyebileceği ve bu durumda aracın iadesi gerekeceği de gözetilip, davacın yargılama sırasında yaptığı kazanın araçta değer kaybına sebep olup olmadığı üzerinde de durularak, gerekirse Yargıtay, taraf ve mahkeme denetimine uygun bilirkişiden ek rapor yada yeni bir rapor alınarak ayıba karşı tekeffül hükümleri değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.