4. Hukuk Dairesi 2018/1930 E. , 2019/6216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... Gıda Tarım Tic. San. Ltd. Şti. aleyhine 24/06/2013 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/11/2016 günlü karara karşı davacı ve davalı tarafların istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalıların istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/353 esas 2017/541 karar sayılı kararının kaldırılarak; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/04/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince davalıların istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, yolcu konumunda bulunduğu araca davalı ..."ın sürücüsü ve diğer davalı ... LTD ŞTİ’nin işleteni olduğu aracın arkadan çarpması sonucunda sakat kaldığını, kazanın oluşumunda içinde yolcu konumunda bulunduğu araç sürücüsünün kusursuz, davalı ...’ın ise asli ve tam kusurlu bulunduğunu, %82 oranındaki ağır
sakatlığı nedeniyle ömür boyu çalışamayacak ve geçim sıkıntısı yaşayacak olduğunu belirterek uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir.
Davalılar, 12/02/2012 tarihli ... Devlet Hastanesi Genel Adli Rapor formunda davacının hayati tehlikesinin olmadığı, yalnızca basit çene travması olduğunun belirtildiğini, talep edilen tutarın fahiş olduğunu savunmuşlar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı ve davalılar vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesince; davalıların istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın gelişim şekli, davacının yolcu ve kusursuz oluşu, yaralanma ve maluliyet oranı ile yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/2 ve 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıların tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle reddine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.