19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3263 Karar No: 2018/4716 Karar Tarihi: 03.10.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3263 Esas 2018/4716 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2017/3263 E. , 2018/4716 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, ehliyetsizlik nedeniyle, tesis edilen ipotek hakkının iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalı lehine finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle ipotek tesis edildiği, sözleşme tarihi itibariyle davacıda fiil ehliyetini ortadan kaldıracak derecede herhangi bir akıl hastalığı olmadığı, zeka geriliği veya demans denilen bunama halinin de tespit edilemediği, işlem tarihi itibariyle davacının fiil ehliyetine haiz olduğu, iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre yazılı yargılama usulünde ilk derece yargılaması beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar, davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılama ve hükümdür. Davanın açılması üzerine dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Ön incelemede öncelikle dava şartları (HMK md. 114-115) ve ilk itirazlar incelenir. (HMK md. 116-117). Dava şartları mevcutsa ve ilk itirazlar yerinde değilse iddia ve savunma içinden tarafların uyuşmazlık noktalarının neler olduğu belirlenir. Taraflar ön inceleme duruşmasında sulhe teşvik edilir. Ön inceleme duruşmasından sonra mahkemece hak düşürücü süreler ve zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’iler incelenerek karara bağlanır. (HMK m. 142) Mahkeme ön inceleme aşamasından sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir. (HMK m. 138-142). Ancak mahkemenin ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması, hak düşürücü sürenin geçmiş olması veya zamanaşımı def’inin dinlenebilir olması gerekir. Mahkemece bu nedenler dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse HMK’nun 143 vd. maddeleri uyarınca tahkikat aşamasına geçilmeli ve özellikle HMK’nun 147. maddesi uyarınca taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilmelidir. Somut olayda mahkemece alınan ikinci bilirkişi raporu davacı vekiline önceden tebliğ edilmemiş, 11.09.2015 tarihli celsede rapor davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacı vekilince de “Raporu inceleyip beyanda bulunmak üzere süre talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunulmasına rağmen, davacı vekiline bilirkişi raporunda beyanda bulunması için süre verilmediği gibi sözlü yargılama yapılması için yeni bir gün tayin edilmeden karar verilmiştir. Yazılı yargılama usulüne tabi ... bu davada tahkikat aşamasının bittiğinin bildirilmemesi, sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir gün tayin edilerek tarafların mahkemede hazır bulunmaması halinde yokluklarında hüküm verileceği ihtarını içeren davetiye ile tarafların davet edilmemiş olması, davalının savunma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının HMK"nun 27/2. fıkrasında yer verilen açıklama yapma ve ispat hakkının ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. Bu nedenle yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan yazılı yargılama usulünün 5 aşamasından olan sözlü yargılama aşaması için ayrı gün tayin edilmeden ve ihtar yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.