17. Hukuk Dairesi 2016/1241 E. , 2019/368 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15.01.2019 Salı günü davacılar vek. Av. ... ile davalı ... vek. Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili ile davalı ... vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların eşi/ babası ... çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı eşin ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu kazanın davacılar murisinin kusuru ile gerçekleştiğini ve davalının kazada kusuru olmadığını, SGK ve trafik sigortacısı tarafından yapılan ödemelerle davacıların maddi zararının karşılandığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili, sigortalı araç sürücüsünün kazada kusuru olmadığından şirketlerinin de sorumluluğunun doğmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Petrol Ltd. Şti. temsilcisi, davaya konu kazada sürücülerinin kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu kazada davalı sürücünün kusursuz olduğunun alınan ATK raporu ile saptandığı, davalı sürücü hakkında ceza davasında da beraat kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, davalı araç sürücüsü kazada kusursuz olduğundan davalıların zarardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davaya konu kazada davalı sürücüsünün de kusuru bulunduğu ve davalıların zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla dava açmış; davalı taraf, davalı sürücünün kusuru olmadığı savunmasında bulunmuştur. Mahkeme ise, davalı sürücü hakkında açılan ceza davasındaki yargılamada, davalı sürücünün kusuru bulunmadığından beraatine karar verildiği; gerek ceza davasındaki beraat kararının dayanağı olan bilirkişi raporunda, gerekse kendisinin aldığı bilirkişi raporunda, davalı sürücünün kazada kusursuz olduğunun tespit olunduğu gerekçesiyle, davalı sürücünün kazada kusursuz olduğunu kabul ederek davacı isteminin reddine karar vermiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Somut olaya bakıldığında; kaza tespit tutanağında ve ceza yargılaması kapsamında alınan trafik bilirkişi raporunda, davacılar desteğinin asli ve davalı sürücünün tali kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği; ceza yargılaması kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"nin 16.01.2014 tarihli raporunda, davacılar desteğinin kazada tam kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği; yerel mahkemece alınan 02.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise, davacılar
desteğinin kazada % 80 oranında asli kusurlu olduğu kabul edilmekle birlikte, görüş açık yolda karşıya geçiş için orta ada üzerinde bekleyen desteği önceden gören davalı sürücünün, yaya desteğin her an yola inebileceğini dikkate alıp korna ile uyarması gerekirken dikkatsiz biçimde seyrini sürdürmekle % 20 oranında tali kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği; ceza mahkemesinin, davalı sürücünün kusursuz olduğu tespitini içeren ATK raporuna göre beraat kararı verdiği görülmektedir. Ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı, davalı sürücünün kazada kusursuz olduğu temeline dayanmaktadır ki hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ilişkin bu tespiti ile bağlı değildir.
Bu durumda mahkemece; ceza hakiminin kusur değerlendirmesinin, hukuk hakimini bağlamayacağı ilkesi gereği; ayrıca, ceza mahkemesince alınan ve hükme esas kabul edilen ATK raporu ile yerel mahkemenin aldığı 02.07.2014 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu gözetilerek, kusurun belirlenmesine ilişkin taraf delillerinin toplanması ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti ya da İTÜ"den, tüm dosya kapsamına göre, kazadaki tarafların kusur oranlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, çelişkileri giderir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacılar vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 21/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.