8. Hukuk Dairesi 2017/9296 E. , 2017/3123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, vekil edenine ait olan taşınmazların bitişiğinde tapulama harici alanda kalan kısımda bulunan ağaçların vekil edenine ait olduğunu, dava konusu yerin Belkıs Nizip Pompajlı PRJ projesi kapsamında kamulaştırma sahası içinde kaldığını açıklayarak, tapulama harici alanda bulunan ağaçların vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, DSİ"nin taraf sıfatı bulunmadığını, davalı Hazine vekili de davacının dava konusu yere haksız işgalci olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece; davanın kabulüne, 207 ve 208 parsel sayılı taşınmazların yanında bulunan ve 25.11.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide D ve E harfleri ile gösterilen tapulama harici alanda bulunan ağaçların hükmün 1. fıkrasında adet, cins ve bedelleri gösterilerek davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili ve DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı ... Genel Müdürlüğü"nün hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kural olarak, taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Ne var ki, davacı taraf dava dilekçesinde taşınmaz malikini temsilen Maliye Hazinesi ile birlikte taşınmaz maliki olmayan, kamulaştırma işlemini yapan DSİ Genel Müdürlüğü"nü de hasım göstererek dava açmıştır. Aleyhine dava açılan DSİ Genel Müdürlüğü taşınmazın maliki olmadığı gibi, davanın açılmasına sebep olacak bir eylemde de bulunmamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece davalı olarak gösterilen DSİ Genel Müdürlüğü"ne karşı açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
2) a-Dava; tapulama harici bırakılan taşınmaz üzerindeki ağaç niteliğindeki muhdesatların tespiti isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu ağaç niteliğindeki muhdesatların davacıya ait olduğu tespit edildiğine, davaya konu tapulama harici bırakılan alanın kamulaştırma işlemi kapsamında kaldığı anlaşıldığına göre, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) b-26.05.2004 gün ve 5177 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 19. maddesine eklenen ek fıkra hükmünde " Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgari levazım bedeli, ağaçların ise 11. madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir" denilmektedir. Bu hükümle başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhtesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla tespit davası açma hakkı tanınmıştır. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre dava konusu 207 ve 208 parsel sayılı taşınmazların yanında bulunan ve 25.11.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide D ve E harfleri ile gösterilen tapulama harici alanda bulunan ağaçların davacının satın aldığı kişi tarafından dikildiği ve davacıya ait olduğu sabit olmuştur. Mahkemece anılan muhdesatların davacıya ait olduğuna karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hüküm yerinde muhdesatların bedellerinin de gösterilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2- b numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının 2/a numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz eden DSİ"ye iadesine, 07.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.