Esas No: 2020/2235
Karar No: 2021/8265
Karar Tarihi: 15.06.2021
Danıştay 6. Daire 2020/2235 Esas 2021/8265 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2235
Karar No : 2021/8265
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) :1- ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ... 2- ...
3- ... 4- ...
5- ... 6- ...
7- ... 8- ...
9- ... 10- ...
11- ... 12- ...
13- ... 14- ...
15- ... 16- ...
17- ... 18- ...
19- ... 20- ...
21- ... 22- ...
23- ... 24- ...
25- ... 26- ...
27- ... 28- ...
29- ... 30- ...
31- ... 32- ...
33- ... 34- ...
35- ... 36- ...
37- ... 38- ...
39- ... 40- ...
41- ... 42- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ... , K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kamusal alan olarak ayrılmış olmasına karşın uzun süredir kamulaştırılmayarak tasarruf hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 10.000,00-TL (06.11.2015 tarihli ıslah sonrası 758.662,67-TL - 18.07.2019 tarihli ıslah sonrası 2.444.168,25-TL) maddi zararın dava açma tarihi olan 10.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davanın Milli Eğitim Bakanlığı ve Melikgazi Belediyesi aleyhine açılan kısmının kabulü ile 189.061,48-TL tazminatın davalı Millî Eğitim Bakanlığından, 569.601,19-TL tazminatın davalı Melikgazi Belediye Başkanlığı'ndan alınarak, idarî yargıda davanın açıldığı 10.06.2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte, bilirkişi raporunda gösterilen hisselerine düşen miktarlar gözetilerek davacılara ödenmesi yolundaki kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 02/11/2016 tarih ve E:2016/858, K:2016/6642 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozmaya uyularak verilen, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 14/11/2018 tarih ve E:2018/4738, K:2018/9218 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, davanın (2.444.168,25-TL tutarında maddi tazminat talebinin) kısmen kabulüne, 10.000,00-TL maddi tazminatın davalı Melikgazi Belediyesi ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumlulukları oranında ilk dava tarihi olan 10.06.2013 tarihinden, 748.662,67-TL'lik maddi tazminatın, Melikgazi Belediyesi yönünden 06.11.2015 tarihli ıslah dilekçesinin tebliğ edildiği 10.11.2015 tarihinden, Milli Eğitim Bakanlığı yönünden 06.11.2015 tarihli ıslah dilekçesinin tebliğ edildiği 13.11.2015 tarihinden, ıslah edilen 1.051.860,57-TL maddi tazminatın ise 18.07.2019 havale tarihli ıslah dilekçesinin davalı idarelere tebliğ edildiği (Melikgazi Belediyesi ve Milli Eğitim Bakanlığı yönünden) 23.07.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce hisseleri oranında davacılara ödenmesine, davanın fazlaya ilişkin kısmının ise (2.444.168,25-TL -1.810.523,24 TL=633.645,01 TL) reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI
1-Davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından; İdarelerinin dahlinin söz konusu olmadığı, imar planı çalışmalarında görüş sorulmadığı, bu usul eksikliği sebebiyle tazminattan belediyenin sorumlu olduğu, bedelin hatalı ve fahiş hesaplandığı, raporlar arasında çelişkiler olduğu, DOP kesintisi yapılması gerektiği, davada ikinci kez ıslah yapılmış olduğu, idari yargıda bir defaya mahsus ıslah yapılabileceği belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2-Davalı Melikgazi Belediye Başkanlığı tarafından; bedelin dava tarihi olan 2013 itibarıyla hesaplanması gerektiği, ikinci kez ıslah yapılamayacağı, ilk ıslah üzerinden karar verilmesi gerektiği, hangi idarenin ne oranda ödeme yapacağının kararda belli olmadığı, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava; Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kamusal alan olarak ayrılmış olmasına karşın uzun süredir kamulaştırılmayarak tasarruf hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasında; "Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler. Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir" hükmüne; Geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında ise; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunun 16'ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın değerinin, davanın ilk açıldığı 10.06.2013 tarihi ve bozma sonrası dosyanın tekrar esas kaydının yapıldığı 13.02.2019 tarihi dikkate alınarak, her iki tarihteki değerin ayrı ayrı hesaplandığı, Mahkemece, davanın ilk olarak açıldığı 10.06.2013 tarihindeki taşınmaz değerinin hesaplanması suretiyle bedele hükmedilmesi gerekirken, 13.02.2019 tarihindeki birim fiyatları üzerinden yapılan hesaplama sonucunda ortaya çıkan bedele göre karar verildiği, ayrıca dosya kapsamındaki bilirkişi raporları incelendiğinde, 01.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda 2013 tarihli değerleme üzerinden yapılan hesaplamada idarelerin ödemekle sorumlu oldukları bedelin toplam 758.662,67-TL olarak belirlendiği, 17.10.2019 tarihli ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 2013 tarihli değerleme üzerinden yapılan hesaplamada idarelerin ödemekle sorumlu oldukları bedelin toplam 904.256,03-TL olarak belirlendiği görülmektedir.
Bu durumda; taşınmazın güncel imar durumu ile mülkiyete ilişkin güncel durumu tespit edildikten sonra, dosya kapsamındaki 2013 yılına ilişkin hesaplamaya dair bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin de giderilmesi ile hüküm kurmaya elverişli bir bilirkişi heyeti raporunu temin bakımından, davanın ilk açıldığı 10.06.2013 tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibarıyla talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibarıyla hesaplanması gerekmektedir.
Öte yandan; olayda, 10.000,00-TL bedelli olarak açılan davanın 01.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda, 2013 tarihi itibarıyla belirlenen rakam çerçevesinde davacı tarafından 06.11.2015 tarihinde ıslah edilerek, dava değerinin 758.662,67-TL'ye artırıldığı, bozma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada alınan 17.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda, 2013 ve 2019 tarihleri itibarıyla ayrı ayrı yapılan hesaplama neticesinde, 2019 tarihli değerleme çerçevesinde davacı tarafından tekrar yapılan 18.07.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin 2.444.168,25-TL'ye artırıldığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 2577 sayılı Kanunun 16. maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişiklik ile Geçici 7. maddesinin, 6459 sayılı Kanunun 30/04/2013 günlü, 28633 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması ile yürürlüğe girdiği, bu düzenleme ile yürürlük tarihinde derdest olan tam yargı davalarında (kanun yolu aşaması dahil) bir defaya mahsus miktarın artırılması imkanı tanındığı, yürürlük tarihi olan 30/04/2013 tarihinden sonra ise nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle, bir defaya mahsus miktar artırımında (ıslah) bulunulabileceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bozmaya uyulması halinde, yeniden yapılacak yargılamada, alınacak bilirkişi heyeti raporunda ortaya çıkan bedel ve 06.11.2015 tarihli ilk ıslah dilekçesinde talep edilen bedel dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği açıktır.
Bu itibarla, davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen kabulüne ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.