22. Hukuk Dairesi 2016/10140 E. , 2019/7940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, 20.06.2012 tarihli ihtarname ile işverenden haklarını istemesine rağmen talebe uyulmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu"nun 25/II-(g) madde ve bendine göre haklı nedenle feshedildiğini ve davacı taleplerinin yerinde olmadığını savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve kök bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut olayda, davacı son olarak aylık net 1.500,00 TL ücretle çalıştığını, asgari ücret tutarının bankaya, geri kalan kısmın elden ödendiğini iddia etmiştir. Davalı ise davacının asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece, kök bilirkişi raporunun tanziminden sonra ... Ticaret ve Sanayi Odasından emsal ücret araştırması yapılmış, gelen cevapta 15 yıllık bir aşçının aylık net maaşının 2.500,00 TL veya 3.000,00 TL olabileceği belirtilmiştir. Davacı tanıkları, davacı iddiasını duyuma dayalı beyanları ile doğrulamışlardır. Mahkemece hükme esas alınan kök bilirkişi raporunda; davacı iddiası dinlenen davacı tanıklarınca doğrulanmış ise de, aylık ücret miktarının ispatı hususunda tek başına tanık beyanlarının yeterli olmayacağı, ilgili meslek kuruluşlarının görüşünün alınması gerektiğinin Yargıtay kararları ile kabul gördüğü ve dosyada ise bu yönden araştırma bulunmadığı belirterek davacının asgari ücretle (aylık brüt 886,50 TL) çalıştığı kabul edilmiştir. Dosya içeriğine göre mahkemece yapılan emsal ücret araştırması yetersiz olup davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ve Türkiye İstatistik Kurumu"nun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgiler dikkate alınarak araştırma genişletilmeli ve dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada değerlendirilerek, aylık ücret miktarı noktasındaki uyuşmazlık çözümlenmelidir.
3- Davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
Somut olayda, davacıya ait 2012 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin ücret bordrolarında sırasıyla 7 gün ve 2 gün ücretli izin kaydı bulunmaktadır. Her ne kadar davalı yanca sunulan bu ücret bordroları imzasız ise de, söz konusu aylara ilişkin bordrolarda tahakkuk ettirilen ücretlerin davacının banka hesabına yatırıldığı dosya kapsamından anlaşılmakla, anılan yıllık izin sürelerinin davacının bilirkişi tarafından tespit edilen kullanılmayan yıllık izin sürelerinden mahsup edilmemesi hatalı olmuştur.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.