14. Ceza Dairesi 2018/10020 E. , 2019/9242 K.
"İçtihat Metni"Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23.05.2016 gün ve 2016/52250 soruşturma, 2016/47465 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin merci İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29.06.2016 günlü, 2016/2808 Değişik iş sayılı kararını müteakip, şüpheli hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edildiğinden bahisle anılan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılması talebinin reddine ilişkin İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 04.05.2018 günlü, 2018/2358 Değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 172/2. maddesinde yer alan “(2) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/10 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz” şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda şüpheli hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini müteakip, Bakırköy 7. Aile Mahkemesinin 2016/298 Esas numaralı dosyasında yürütülen yargılamanın beşinci celsesinde, mağdur çocuk ile kardeşinin şüpheli hakkındaki beyanları, çocukların beyanlarına itibar edileceğini belirten uzman raporu ve bu delilleri ciddi görerek çocuklar ile anne arasında yatılı şahsi ilişkinin kaldırılması şeklindeki mahkeme ara kararı tutanağı da birlikte değerlendirildiğinde, dosyada yeni delil elde edildiğinden bahisle kamu davası açılmak üzere izin verilmesi gerektiği göz önüne alındığında, Sulh Ceza Hakimliğince şüpheli hakkında yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edildiğinden bahisle talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
1982 Anayasasının 141. maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34/1. maddesinde “Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230"uncu madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, Hakimlikçe, talebin herhangi bir gerekçe gösterilmeden ve gösterilen delillerin neden yeni delil sayılamayacağı izah edilmeden yalnızca CMK"nın 172/2. maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.11.2018 günlü, 94660652-105-34-11107-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak ile birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK"nın 172/1. maddesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirileceği hususu açıkça düzenlenmiş olup İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığının 23.05.2016 gün ve 2016/52250 soruşturma nolu kararının şüpheli Ender"e usulünce tebliğ edilmemesi nedeniyle hükmün henüz kesinleşmediği ve bu aşamada İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 04.05.2018 günlü, 2018/2358 Değişik iş sayılı kararıyla ilgili olarak kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağı anlaşıldığından, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 22.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.