15. Hukuk Dairesi 2021/653 E. , 2021/1007 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin 2007 yılında davalı kooperatife üye olduğunu, davalının kooperatif yönetim kurulunun müvekkilinin 27/03/2014 tarihinde ihraç ettiği halde, ihraç kararının kooperatifte davacı adresi olarak kayıtlı olan eşinin işyeri adresine iadeli taahhütlü olarak çıkartıldığını ve tanımadığı birine tebliğ edildiğini, ihraç kararının davacıya ulaşmadığını, 12/06/2014 tarihinde 1.100,00 TL aidat borcunu yatırdığını, ihraç edilmesine rağmen de yaptığı ödemelerin iade edilmediğini ileri sürerek, üyelikten ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı kooperatif tarafından davacıya toplam 400,00 TL aidat borcunu ödemesi için çıkartılan 1. ve 2. ihtarlara uyulmamış olduğu, ihraç kararından sonra davacının kooperatife 1.100,00 TL ödeme yapmasının ihraç kararına tesir etmeyeceği, ihtarnamelerin ve ihraç kararlarının davacı ortağı kooperatifin kendi el yazısıyla bildirdiği adreslere tebliğ edildiği, ortaklıktan ihraç kararının yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 05.12.2018 tarihli 2015/121 E-2017/720 K sayılı ilamıyla davacının bizzat kooperatife bildirdiği adresine iadeli taahhütlü posta ile çıkartılan 1. ve 2. ihtarnamelerden haberdar olduğu, ancak ihraç kararın ... isimli kişiye 01.04.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen anılan şahsın davacı adına tebligatı almaya yetkili kişilerden olmadığı kabul edilerek, davanın süresinde açıldığının kabul edildiği, davacının ihtarlarda verilen sürelerde aidat borçlarını yatırmadığı, üyelikten ihracına kararının, Kooperatifler Kanunu 27. ve anasözleşmenin 14. maddesine uygun olduğu, ilk derece mahkemesinin benzer gerekçeyle davanın reddine dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, her iki ihtarnamede de bildirilen borç miktarının aynı olup olmadığı, tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.Somut olayda, dosyada 1. ihtarname ve tebliğ şerhi bulunmamaktadır. İhraç kararına dayanak yapılan ikinci ihtarnamede de yukarıda belirtilen şekilde açıklık bulunmamakta, 400,00 TL ana para borcunun 1 ay içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmaktadır. Davacının hangi ay için ne kadar borçlu bulunduğu ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilmediğinden, hangi ayların aidatın istendiği, talep edilen aylara ilişkin aidat alacağı ödemesinin 30 gün gecikmiş olduğu tespit edilememektedir.Bu durumda mahkemece, birinci ihtarname sunulmadığından, ikinci ihtarnamede ise hangi aylara ait aidat borcunun istendiği hususu denetlenemediğinden davacının usulüne uygun olmayan ihtarnamelerle temerrüde düştüğü kabul edilerek ihraç kararı verilemeyeceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi ve istinaf başvurusunun esastan reddi kararı doğru olmamış, istinaf mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 05.12.2008 tarihli ve 2018/738 esas-2018/1956 karar sayılı kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine,18.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.