MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahil Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili; müvekkillerinin ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 124 parselin batısında kalan ve 187 parsele sınır bulunan 5.500 m2"lik tespit harici taşınmaza yaklaşık 40 yıldır malik olduklarını, müvekkillerinin burayı olağanüstü zamanaşımı yolu ile kazanmanın şartlarını yerine getirdiğini, bu nedenle taşınmazın müvekkilleri adına ½ şer oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asli müdahil Orman Yönetimi vekili 27.04.2015 tarihinde müdahale dilekçesi ile bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı belirlendiğinden 5559,21 m2"sinin orman vasfı ile Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sonunda mahkemece; davacıların davası işlemden kaldırıldıktan sonra 3 aylık süre içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına, asli müdahil Orman Yönetiminin davasının son alınan bilirkişi raporu uyarınca ispatlanamadığından reddine, fen bilirkişisinin 22.10.2015 havale tarihli raporu ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 5.649,95 m2"lik alanın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm asli müdahil Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713. madde uyarınca açılan tescil davasına ilişkindir.
Çekişmeli aşınmazın bulunduğu yerde, 1975’de yapılan ve sonuçları 20.07.1976 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu ve 1982 yılında kesinleşen ilk orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması ile 19.02.1997 tarihinde ilan edilen 2/B maddesi uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; orman kadastro tutanaklarına göre 29 - 33 - 34 orman sınır noktalarına göre dava konusu taşınmazın; fen bilirkişisinin 22.10.2015 havale tarihli raporu ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 5.649,95 m2"lik kısmının orman tahdit sınırları içinde kaldığı anlaşıldığından, mahkemece taşınmazın (A) ile gösterilen kısmı yönünden vasıf belirtmeksizin hüküm kurulması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 3. bendinde yer alan "Fen bilirkişisi ..."ye ait 22.10.2015 havale tarihli bilirkişi raporu ekindeki krokiye göre (A) harfi ile gösterilen 5.649,95 m2"lik alanın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline"’taşınmazın vasfının orman olduğunun belirtilerek "Fen bilirkişisi..."ye
ait 22.10.2015 havale tarihli bilirkişi raporu ekindeki krokiye göre (A) harfi ile gösterilen 5.649,95 m2"lik alanın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" şeklinde yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/06/2020 günü oy birliği ile karar verildi.