Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi Kötüye Kullanma
Hüküm : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
İzmir Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın, ..."nin 2008/318 Esas sayılı dosyasında yargılanan suça sürüklenen çocuk Azat Atalay"a zorunlu müdafii olarak görevlendirildiği, 30/03/2009 ve 07/05/2009 tarihli oturumlara mazeret bildirmeksizin katılmayarak yargılamayı sürüncemede bıraktığı ve görevini ihmal ettiği iddiasıyla yapılan yargılamada mahkumiyetine karar verilmişse de; hakkında zorla getirme emri bulunan suça sürüklenen çocuğun hazır bulunmadığı 30/03/2009 ve 07/05/2009 tarihli celselerde esaslı işlem yapılmadığı, 07/05/2009 tarihli celsede suça sürüklenen çocuk hakkında yakalama emri düzenlendiği, 10/06/2009 tarihli duruşmaya sanık avukatın katıldığı ve bu celsede suça sürüklenen çocuk hakkındaki yakalama emrinin infazının beklenmesine karar verildiği, karar duruşmasında da sanık müdafiin hazır bulunduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen mahkumiyet kararını da temyiz ettiği, bir sonraki duruşma gününün bildirilmesine ilişkin çağrı kağıdının sanık avukata tebliğ edildiğine dair dosyada bir evrakın bulunmadığı biçimindeki oluş ve deliller karşısında, sanık avukatın hazır bulunmadığı oturumlarda suça sürüklenen çocuk hakkında zorla getirme emri ve sonrasında yakalama emri düzenlendiğinin anlaşıldığı, suça sürüklenen çocuk hakkında savunması alınmadan hakkında derhal beraat kararı verilecek haller haricinde hüküm verilemeyeceği dikkate alınarak celselerde hazır bulunmayan suça sürüklenen çocuğun hukuki yardımdan mahrum kalmasının mümkün olmadığı, yargılamanın sanık avukatın duruşmalara gelmemesi nedeni ile uzamadığı, TCK 257.maddesi kapsamında objektif cezalandırılabilme şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından sanık hakkında beraat hükmü yerine dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen yanılgılı hukuki değerlendirme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre;
a)Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda atılı suçu birden fazla kez işlediği anlaşılmasına rağmen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerini içeren TCK"nın 43/1. Maddesi gereğince artırım yapılmaması,
b)TCK"nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle suçu işleyen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması,
c)Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında sanığın en son duruşmaya katılmadığı tarih olan 07/05/2009 yerine, 30/03/2009 - 07/05/2009 tarihleri olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.