Esas No: 2019/6624
Karar No: 2021/3206
Karar Tarihi: 15.06.2021
Danıştay 4. Daire 2019/6624 Esas 2021/3206 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/6624
Karar No : 2021/3206
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenlediğinden bahisle takdir komisyonu kararına istinaden vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen 2010 yılı gelir vergisi ile 2010/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemleri geçici vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının Eyüp 2. Noterliğinin ... tarih ve ... yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile hisselerini devrettiği, hisse devrine ilişkin işlemin Ticaret Sicilinde tescil ve ilan edilmediği, noterde yapılan hisse devir işleminin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmediğinden davacının mükellef kurum ortaklığının yasal olarak devam ettiği gerekçesiyle yapılan tarhiyata ilişkin olarak, 07/10/2010 tarihinde noterde yapılan hisse devir sözleşmesi, ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmese de hukuken geçerli olduğundan, 07/10/2010 tarihinden itibaren şirket ortağı olmadığı anlaşılan davacı hakkında yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu done alınmak suretiyle takdir komisyonu kararına istinaden yapılan cezalı tarhiyatların hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Uyuşmazlık döneminde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 511. maddesinin 7. bendinde, limited şirket müdürlerinin ad ve soyadları ile ikametgahları ve tâbiyetlerinin tescil ve ilan edileceği; aynı Kanunun 33. maddesinin 1. fıkrasında, tescil edilmiş hususlarda vuku bulacak her türlü değişikliklerin tescil ve ilan olunacağı; 38. maddesinin 1. fıkrasında ise ticaret sicili kayıtlarının nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üçüncü kişiler hakkında kaydın gazete ile tescil ve ilan edildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği; 39. maddesinin 2. fıkrasında da tescili lazım geldiği halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı gerekirken ilan edilmemiş olan bir hususun ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartıyla üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebileceği kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının şirketteki hissesini Eyüp 2. Noterliğince düzenlenen ... tarih ve ... numaralı noter hisse devri sözleşmesi ile devrettiği ve şirket ortaklığından ayrıldığı ve bu kararların ticaret sicil gazetesinde ilan edilmediği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden hareketle, davacının hisselerini devrettiğine dair kararın ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edilmediği dikkate alındığında, davacının sorumluluğunun noterde düzenlenen hisse devri sözleşmesi tarihine kadar değil, sonrasında da devam ettiğinin kabulü gerektiği, buna göre asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağından sorumluluğunun tescil ve ilanla hüküm ifade edeceğinden bu husus araştırılarak ödeme emri içeriği borçların asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun takip edilerek kesinleştirilip kesinleştirilmediği hususları da araştırılarak yeniden bir karar verilmek üzere Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.