BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/889 Esas 2020/650 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/889
Karar No: 2020/650
Karar Tarihi: 04.11.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/889 Esas 2020/650 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/889 Esas
KARAR NO: 2020/650
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirketin davalı borçludan olan ---- asıl alacağının tahsili amacıyla---------- sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin borçluya------------ tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlunun süresi içerisinde takibe haksız ve yersiz olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı borçlu tarafından takip konusu alacağın varlığının, borç olarak kabul edildiğini, hukuki ihtilaf olmaktan çıktığını, borcun tamamının ödendiğine dair ödeme definde bulunduğunu, davalı borçlunun itiraz dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu ve alacaklı müvekkiline olan borcun ödenmesi maksadıyla yapılan havalelerin zaten alacağa mahsup edildikten sonra --------- miktarın takip konusu haline getirildiğini, davalı borçlunun, müvekkiline alacak miktarı kadar borçlu olduğunu, alacağın ödendiğini genel hükümler çerçevesinde ispat etmesi gerektiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ----------- tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde borç ödemelerinin varlığının ikrar edildiğini, taraflar arasındaki bakiye kalan borç miktarı var ise bakiye alacak miktarını davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde borç kaynağı olarak kendi çeklerine dayandığını, davacının kendi çekini keşide edip, bu çeke dayalı olarak alacaklı olmasının hukuka ve mantığa aykırı olduğunu, ayrıca davacının alacak kaynağı olarak fatura ve sair belge ibraz edilmediğini, bu sebeple tek taraflı olarak gıyaplarında tutulan davacı ticari defterlerinde mesnetsiz alacak miktarları ile alacaklı olunamayacağından davacının tüm iddialarının hukuka ve yasal mevzuata aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ------ tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı taşeron şirketin, dava dışı --------------- taşınmaz üzerine anahtar teslim şeklinde yapılacak binanın inşaat yapım ve taahhüt sözleşmesini imzaladığını, sözleşmeye göre ------- taşeron davalı firma tarafından işveren adına ödeneceğinin, karşılığında----- adet dairenin mülkiyetinin taşeron firmaya devredileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmeyi taşeron sıfatı ile imzalamış olan davalının ekonomik olarak bu edimini yerine getiremeyeceğini anlayınca müvekkili şirkete taşeronluk işine --oranında ortak olma teklifinde bulunduğunu, müvekkili şirketinde kabul etmesi ile taraflar arasında ---------- imzalandığını, bu sözleşmeye göre ortaklığın --- oranında olduğunun, sözleşme tarihine kadar --- tarafından yapılan---- harcamaya karşılık, davacı taraftan --- davalı borçluya verildiğini, daha sonra yapılacak harcamaların ----- kısmının yine davacı tarafından yapılacağı akabindeki ödemelerinde eşit olarak paylaştırılacağı karşılığında da --- dükkan ve--- dairenin eşit olarak pay edileceğine dair sözleşme ekine paylaşım tablosu ilave edilerek sözleşmenin tamamlandığını, müvekkilinin ödemelerini havale ve çeklerle düzenli olarak yaptığım, bina bitirildiğinde ilk sözleşme muvacehesinde taşınmazların mülkiyetinin davalı-borçlu ---- adına tescil edildiğini, davalı borçlunun müvekkili ile yapmış olduğu sözleşme gereğince - dükkan + --- dairenin mülkiyetini devirden kaçındığım, müvekkilinin elindeki belgeler tescile icbar davacında yeterli olmadığından tapu iptal ve tescil davası açılamadığını, işin bitirilmesi noktasında davalıya yapılan ödemelerden çek, havale vs. kalan bakiyenin iadesinin istendiğini, taraflar arasında takip yapılmazdan evvel bu miktar üzerinden mutabık kalındığını, ortaklığı, yapılan harcamalara, paylaşıma, netice de arta kalan bakiye alacak miktarı üzerinden mutabık kalındığına dair tanıklarının bulunduğunu belirterek itirazın iptali ile takiben devamına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu takip dosyası celp edilmiş; davacı tarafça muhtelif tarihlerde gönderilen ve davalı hesabına borç kaydedilen alacağa ilişkin olduğu açıklamasıyla------------ tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Davalı vekilince takibe itirazında borcun muhtelif havalelerle ödendiği, bakiye borç kalmadığı savunulmuştur.
Davalı tarafın ödemeye ilişkin bu yöndeki savunmaları ile ispat yükünü üzerine aldığı davacı tarafça ileri sürülmüş ise de, davalı taraf beyanları, takip konusu dışındaki borcun ödendiği, başkaca borç bulunmadığı şeklinde mahkememizce değerlendirilmiş ve ispat yükünün yer değişmesine sebep olacak ödeme itirazı olmadığı kanaati oluşmuştur.
Davacı tarafça, taraflar arasındaki ilişki, takibe konu alacağın dayanağı inşaat yapım ve taahhüt sözleşmesi , ilk defa cevaba cevap dilekçesinde dile getirilmiş, davalı vekilince aşamalarda iddianın genişletildiği, HMK 319 maddesine dayalı olarak ileri sürülmüş ise de, TTK'nun 4. maddesi gereğince yazılı yargılama usulüne tabi iş bu davada HMK 319. maddesinin uygulama alanı bulunmadığı , HMK 141/1 maddesi gereğince tarafların cevaba cevap ve 2.cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia ve savunmalarını genişletebilecekleri mahkememizce gözetilmiş, davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Taraflar arasında inşaat yapım ve taahhüt sözleşmesi aktedildiği, davacı tarafça bu sözleşme gereğince davalı tarafa ödeme yapıldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, bu sözleşme gereğince davacı tarafça yapılan ödemelerin iadesi yönünde davalı tarafa yüklenen bir sorumluluk olup olmadığı noktasındadır. Anılan bu sözleşmenin tetkikinde, davalı şirketin dava dışı ---------- arasındaki sözleşmeden kaynaklı sorumluluğunun, dosyamız tarafları arasında --- ortak olarak üstlenilmesi, bu kapsamda davalı tarafça harcanmış olan--------karşılık, davacı şirketin de, nakit ödeme yapması karşılığında da davalı şirkete hakediş olarak devredilecek taşınmazların dosyamız tarafları arasında sözleşmeye ekli tablodaki gibi paylaşılacağının, buna göre bir dükkan ve ---- dairenin davacı payına düşeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, sözleşme gereği davacıya devri kararlaştırılan bu taşınmazların devrinin davalı tarafça yapılmadığı, davacı elinde tescile icbar için yeterli belge olmadığından bahisle, işin bitirilmesi noktasında davalıya yapılan ödemelerden bakiyenin iadesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça ise davacıya yapılan havaleler ile borçlarının kalmadığı, sözleşmenin ayakta olduğu, sözleşme gereği davacının yaptığı ödemenin davalı tarafından davacıya geri ödeneceğine dair bir düzenlemenin bulunmadığı savunulmuştur.
Buna karşın davalı şirket adına ---- tarihinde sunulan dilekçe ekinde -- adet banka havale dekontu sureti sunulmuş, yapılan incelemesinde davalı tarafça, davacı şirket adına toplamda ----------- ödeme yapıldığı, hepsinin takip öncesi döneme ait olduğu, dekontların üçünde, verilen avans geri iadesi olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davalı tarafça sözleşme ile bir iade borcunun üstlenilmediği sözleşmenin ayakta olduğu savunulmuş, sözleşme gereği taşınmazların akıbetine bu çerçevede davacıya devredildiğine ilişkin bir savunma yapılmamış, üstelik davacı şirkete daire dükkan nedeniyle avans iadesi olduğu belirtilen banka havalelerine dayalı olarak borçlarının kalmadığı savunulmuş olmakla ve davacı tarafça gönderilen bir kısım paranın da iadesi sağlanmış olmakla; tarafların taşınmazlara ilişkin asli edimden vazgeçerek sözleşmeden dönme iradesinde uyuştukları, sözleşme gereğince davacı tarafça yapılan ödemelerin iadesinin gerektiği kanaati Mahkememizde oluşmuştur.
Bu tespit çerçevesinde taraf defterlerine ilişkin yapılan incelemede, davalı tarafça sureti sunulan dekontlara ilişkin iadeler gibi, sözleşme çerçevesinde davacı tarafça gönderilen ödemelerin de her iki taraf defterinde kayıtlı olduğu, davacı tarafça gönderilen ve davalı tarafça dekont ile iadesi ispat olunan ---- dışında, bakiye -----alacağın halen davalı taraf uhdesinde bulunduğu, her iki taraf ticari kayıtlarının bu noktada örtüştüğü tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunan ------ tarihli bu rapordaki tespitlere Mahkememizce de iştirak olunmuş hükme esas alınmıştır, yukarıda açıklanan gerekçelerle ve takip talebindeki tutar gözetilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile -------------- sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Alacağın %20'i icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 34.732,87 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.140,92 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 2.542,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 26.049,65 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 42.472,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 6.182,02 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 1.500,00 TL bilirkişi gideri, 195,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.695,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..04/11/2020
