Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3031
Karar No: 2019/7471
Karar Tarihi: 16.12.2019

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/3031 Esas 2019/7471 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/3031 E.  ,  2019/7471 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili ve davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin.....taşınmazın tamamının sahibi olduğunu, bu taşınmazın müvekkiline babasından, babasına da dedesinden kaldığını, 1972 yılına ait 1/25000 ölçekli memleket haritasında fındıklık olarak görünen toplam 10 dönümlük alanın orman kadastro komisyonlarınca yapılan orman sınırı dışına çıkarma işlemi (2/B uygulaması) sırasında hatalı ölçüldüğünü, müvekkilinin kullanımında olan ....mahallesi 2039 ada 9 parsel sayılı taşınmazda, 1972 yılına ait memleket haritası, 1982 yılına ait hava fotoğrafları uygulanarak yeniden tespit yapılmasını ileri sürerek, eksik yazılan kısmın müvekkili adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Kadastro Mahkemesince, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince güncelleme çalışmaları yapıldığı, ancak davanın askı ilan süresinden sonra açıldığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, bu kararın kesinleşmesi ve tarafların talebi üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
    Mahkemece; 2/B olarak taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılma işlemi bir idarî işlem olduğundan, yapılan tesbitin dışına çıkılarak sınırların ormana doğru genişletilerek taşınmazın yüz ölçümünün büyütülmesi mümkün olmadığından tespit tutanağı düzenlenen ve 2/B olarak belirlenen taşınmazlar dışındaki yerlerin orman sınırları içerisinde kalması ve bu yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı da gözetilerek açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/09/2015 tarih 2015/839 – 7603 E.K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de; yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Davacı dava dilekçesi ile; 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazlarda yapılan düzeltme işlemleri sırasında, 2039 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 17289,54 m2 yüzölçümü ile kendi kullanımında olduğunun belirlendiğini, oysa kendi kullanımında olan ve 2039 ada 9 parselle bütünlük gösteren yaklaşık 10 dönüm kadar taşınmazın ölçülmediğini, 2010 yılında yapılan zemine aplikasyon ve 2/B hattının düzeltme işlemleri sırasında, tutanak, zemin ve pafta uyumsuzluğu dikkate alınmaksızın 1988 yılında düzenlenen orman haritasındaki sınırların esas alınması nedeni ile taşınmazının 10 dönüm eksik ölçüldüğünü belirterek, tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun giderilerek 2039 ada 9 parsel sayılı taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğraflarından yararlanılarak yeniden tespit edilmesini istemiş olup, mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman tahdit çalışmalarına ilişkin tutanaklar getirtilip, davacının iddiası değerlendirilmeden inceleme ve keşif yapılmadan hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    O halde; mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm tahdit çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın konumunu gösterir orman tahdit harita örneklerinin her biri dosya arasına alındıktan sonra; önceki bilirkişiler dışında halen.... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve kullanım kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritaları ve kullanım kadastrosu hariatalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu; dava konusu taşınmazın ilk orman tahdidinin 1939 yılında yapıldığı, orman sınırları içerisinde bırakıldığı, 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulamaları çalışmaları sırasında 1988 yılında dava konusu taşınmaza bitişik olan 2039 ada 9 parsel sayılı taşınmazın da içinde bulunduğu alanın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 6292 sayılı Kanun gereği 25/12/2013 - 23/01/2014 tarihleri arasında Teknik Hataları Düzeltme Çalışması yapıldığı ve 1979, 2010 ve 2013 yıllarında yapılan güncellemeler ve tescil sınırlarına aynen uyulduğu, bilirkişi raporunda krokide (A) harfi ile gösterilen 6336,42 m² olan dava konusu alanın 2/B alanı dışındaki, orman sınırları içinde kalan, zeminde fındıklık olarak görülen alan olduğu, öncesi Devlet Ormanı olan bir yerin, 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına çıkarılabileceği, gerçek kişilerin bu gibi yerlerin kendileri adına orman sınırları dışına çıkartılmasını talep etmekte hukuki yararı bulunmadığı gibi, halen tahdit içinde olan böyle bir yerin, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikteki davanın dinlenme
    olanağının olmadığı ve 2/B vasfı taşıyan taşınmazların tahdit dışına çıkarılması orman kadastro komisyonlarının yetkisinde olup mahkemenin, taşınmazın 2/B vasfını taşıdığını belirleyerek orman sınırları dışına çıkartılıp Hazine adına tapuya tesciline karar verme yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve arkadaşları vekili ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, güncelleme çalışmalarına itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1939 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra, 1744 sayılı Kanuna göre yapılarak, 07.07.1975 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Bu işlemlerden sonra, yörede 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre 2/B madde uygulaması 07/03/1988 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşmiştir.
    2010 yılında 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu ve düzeltme işlemleri yapılarak kesinleşmiştir.
    2013 yılında 6292 sayılı Kanunun 11. maddesinin onuncu fıkrası gereğince düzeltme çalışmaları yapılmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 16/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi