1. Hukuk Dairesi 2018/1943 E. , 2020/3295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ‘’hata, hile, gabin’’ hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemlerine ilişkindir.
Davacı, kardeşi olan davalının mirasbırandan intikal eden ... parsel sayılı taşınmazdaki miras payını "yaşlılığından, okur yazar olmamasından, deneyimsizliğinden yararlanmak suretiyle" adına tescilini sağladığını, temliki 2015 yılının mart ayında öğrendiğini, taşınmaz üzerindeki evi dava dışı kardeşi ..."a, diğer kız kardeşi ..."un ise davalı ..."a devredeceğinin kararlaştırıldığını, bu görüşmelerden bir müddet sonra davalının kendisini bilmediği bir kuruluşa götürerek önceden hazırlanmış olan belgelere imza atmasını sağladığını, ancak okuma yazma bilmediğinden ve tarafına herhangi bir açıklama da yapılmadığından imzayı ne için attığını anlayamadığını ileri sürerek dava konusu ... parsel sayılı taşınmazdaki davalı adına olan tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının bedel almadığı yönündeki iddiasının da gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süreden reddine dair verilen karar Dairece ‘’...olayda hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tarafların tüm delileri toplanmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, davanın süresinde açıldığı sonucuna varılması durumunda, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde işin esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.‘’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
Somut olayda; bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usuli kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, itiraz yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın 27/01/2006 tarihli işlemle davalıya satış suretiyle temlik edildiği, eldeki davanın 18/11/2008 tarihinde açıldığı, davalı tarafından hakdüşürücü sürenin geçtiği savunmasında bulunulduğu görülmüştür.
Öncelikle hile iddiasının, hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediğinin araştırılması ve irdelenmesi gerekirken, anılan husus üzerinde durulmaksızın işin esası bakımından hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Hak düşürücü sürenin mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca; hile iddiası bakımından öncelikle davanın hakdüşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı yönünde gerekli araştırmanın yapılması, süresinde açıldığının anlaşılması halinde işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.