Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/480
Karar No: 2018/1195
Karar Tarihi: 13.06.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/480 Esas 2018/1195 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/480 E.  ,  2018/1195 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Gaziantep 1. İş Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 18.02.2014 gün ve 2013/491 E., 2014/61 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 17.06.2014 gün ve 2014/10149 E., 2014/14143 K. sayılı kararı ile:
    (…Dava, davacının 01.02.1985 – 30.12.2007 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, HMK"nın 320/4. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 409. maddesine göre; “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
    Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.
    Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince; dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağrı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.
    Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.
    İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
    Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır” hükmünü içermektedir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 320/4 bendi; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” hükmünü içermektedir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı vekilinin 22.12.2009 tarihli duruşmaya katılmamış olması nedeni ile HUMK"nın 409. maddesi gereğince dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin yenileme dilekçesi üzerine yargılamaya devam edildikten sonra, davacı vekilinin 18.02.2014 tarihli duruşmaya katılmadığından mahkemece, takip edilmeyen davanın HMK 320/4. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık; 6100 sayılı HMK"nın 316/g bendi uyarınca basit yargılama usulünün uygulandığı İş mahkemelerinde 01.10.2011 tarihinden önce açılmış ve bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda 1086 sayılı HUMK"nın 409. maddesi mi yoksa 6100 sayılı HMK"nın 320/4. bendinin mi uygulanacağı noktasındadır.
    6100 sayılı HMK"nın zaman bakımından uygulanma başlıklı 448. maddesi; “Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır” hükmünü içermektedir. Buna göre somut olayda; 1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde Yasa"nın 409/1 bendi bakımından tamamlanmış bir işlem söz konusu olduğundan, 6100 sayılı Yasa"nın uygulanma olanağı bulunmadığından anılan Yasa"nın 320/4. bendinde belirtilen işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olma koşulunun gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir.
    Öte yandan dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarih olan 22.12.2009 tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK"nın 409. maddesine göre davacının bir defadan fazla dosyayı takipsiz bırakması halinde açılmamış sayılmasına karar verileceği konusunda kazanılmış hakkı bulunduğu, her ne kadar usul hükümlerinin derhal uygulanırlığı söz konusu ise de; hukuka güven ilkesinin bir sonucu olarak davacının ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı kuralının 01.10.2011 tarihinden önce bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyalar için 6100 sayılı HMK"nın yürürlük döneminde de uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1992/11-702 E, 1993/48 K sayılı kararı da bu yöndedir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın 18.02.2014 tarihli duruşmaya katılmamış olması nedeni ile HUMK"nın 409. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı Yasa"nın 320/4. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır…)
    gerekçesiyle oy çokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin 01.02.1985 ile 30.12.2007 tarihleri arasında davalılara ait iş yerinde çalıştığını ancak çalışmalarının Kuruma bildirilmediğini ileri sürerek sigortalı çalışmalarının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Başkanlığı (SGK) vekili hizmet tespiti davaların resen inceleme gerektirdiğini ve resmî belgelerle ispat edilmesinin şart olduğunu, davacının iddia ettiği çalışmalar yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı işverenler vekili davacının çalışma iddiasının gerçek olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Yerel Mahkemece 06.12.2011 tarihli kararda davacının davalı ...’a ait iş yerinde 01.05.1987-30.11.1994 tarihleri arasında Kuruma bildirilen günler dışında 2649 gün, davalı ... Nakliyat Turizm Tic. San. Tic. Ltd. Şti.nde 01.12.1994-30.12.2000 tarihleri arasında Kuruma bildirilen günler dışında 1149 gün çalıştığının tespitine, diğer sürelere ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Hüküm davalı Kurum vekili ve işverenler vekilinin tarafından temyiz edilmiş, Özel Dairece 01.04.2103 tarihli bozma kararında bordro tanıklarının davacının çalışmalarının sürekli olmadığını beyan etmeleri ve talep edilen dönemde davacı adına başka işyerlerinde işe giriş bildirgeleri düzenlenmiş olması sebebiyle iddia edilen çalışmanın sürekli olup olmadığının hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde araştırılması gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece Özel Dairenin bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra 18.02.2014 tarihli celsede davacı tarafın duruşma salonunda hazır olmaması ve davalı vekillerinin davayı takip etmedikleri beyanları üzerine dosyanın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150’inci ve 320’nci maddeleri gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık kısmında açıklanan gerekçe ile bozulmuştur.
    Yerel mahkemece önceki kanun döneminde bir kez işlemden kaldırılan davanın yeni kanun döneminde bir kez daha takipsiz bırakılması durumunda ikinci takipsizlikle birlikte davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme hükmü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, basit yargılama usulünün uygulandığı somut olayda, dosyanın takipsiz bırakılması bakımından 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun mu yoksa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun mu uygulanması gerektiği, burdan varılacak sonuca göre 6100 sayılı HMK’nın 320/4’üncü maddesi uygulanarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7’nci maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316/1-g maddesi uyarınca iş mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 10.10.2008 tarihinde açıldığı, mahkemece 22.12.2009 tarihinde ilk kez dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekili tarafından 28.12.2009 tarihli dilekçe ile davanın yenilendiği ve davacı tarafın 18.02.2014 tarihli celseye gelmediği anlaşılmaktadır.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 409’uncu maddesi;
    “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
    Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.
    Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağrı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.
    Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.
    İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
    Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.”
    Hükmünü içermektedir.
    Öte yandan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun konu ile ilgili 150’nci maddesi ise; “ (1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir…
    (6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.”
    şeklinde düzenlenmiştir.
    Bunun yanı sıra HMK"nın 320/4’ncü maddesinde, basit yargılama usulüne tabi davalarda aşağıdaki düzenlemelere yer verilmiştir; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.”
    Bu düzenlemelerle, basit yargılama usulü uygulanan davalarda, davanın birden fazla takipsiz bırakılamayacağı hususu kabul edilmiştir.
    Bir usul hükmünün yürürlüğe girmesinden sonra bir dava açılırsa, bu davaya yeni usul kurallarının uygulanması esastır. Dava konusu işlemin daha önce yapıldığı ileri sürülerek, o sırada geçerli kuralların uygulanması istenemez. Ancak yeni hükümlerin ne zaman yürürlüğe gireceği açıkça düzenlenmişse, bu düzenleme dikkate alınacaktır. Buna ilişkin hüküm yoksa, usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığına bakılması gerekir. Eğer bir usul işlemi tamamlandıktan sonra yeni kural yürürlüğe girerse o işlem geçerli olarak kalır. Buna karşılık bir usul işlemi henüz tamamlanmamış veya başlamamış ise, yeni kanun, kural olarak hemen yürürlüğe girecektir. Çünkü genel olarak kanunlar hemen etkili olur ve uygulanırlar (Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2000, s. 47 vd.).
    Mülga 1086 sayılı HUMK"nun hangi hükümlerinin uygulanmaya devam edeceği hususu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda aşağıdaki maddelerde düzenlenmiştir:
    6100 sayılı HMK"nun Geçici 1’inci maddesi:
    “(1) Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz.
    (2) Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz.”
    Kanun"un Geçici 3’üncü maddesinde:
    “ (1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2’nci maddesi uyarınca Resmî Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    (2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    (3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” denilmek suretiyle 1086 sayılı HUMK"nun uygulanacağı durumlar belirtilmekle beraber, anılan maddelerde 1086 sayılı HUMK"nun 409’uncu maddesine değinilmemiştir
    Öncelikle, somut uyuşmazlığa uygulanacak hükümlerin belirlenmesine yönelik olarak uyuşmazlığa konu işlemin “tamamlanmış usul işlemi” niteliğinde olup olmadığı belirlenmelidir:
    Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
    Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken bir husus da yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı”dır.
    Hemen belirtilmelidir ki dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla (veya hükümle) sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasındaki her usul işlemi ayrı ayrı ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bir davayı bütün olarak değerlendirip, bu konuda yeni kanunun etkili olup olmayacağı söylenemez. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi ve kesiti tamamlanmış ise, artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak, dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
    Eğer bir usul işlemi, yargılama sırasında yapılmaya başlanıp, tamamlandıktan sonra, yeni bir usul kuralı yürürlüğe girerse, söz konusu işlem geçerliliğini korur. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez. Bu genel açıklamalardan sonra, zaman bakımından uygulama ile ilgili 6100 sayılı HMK’nın ilgili hükmüne de değinmek gerekir:
    Anılan Yasanın “Zaman bakımından uygulanma” başlığını taşıyan 448’inci maddesi;
    “(1) Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” hükmünü içermektedir.
    Bu madde hükmüne göre, usul hükümleri kanunda aksine bir düzenleme getirilmediği takdirde tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacak, önceki kanuna göre yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler geçerliğini koruyacaktır. Buna karşın, tamamlanmamış usul işlemleri yeni kanun hükümlerine göre yapılacaktır. Bir işlem tamamlanmış ise, artık bu işlem bozulamaz; aksini düşünmek gereksiz yere bu işlemin bozularak tekrarlanması gibi zaman ve emek kaybına neden olacaktır (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011, s. 63). Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2011 tarih 2011/19-735 E., 2012/93 K.; sayılı kararında da benimsenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta dava basit yargılama usulüne tabi olup, 1086 sayılı HUMK zamanında açılmış ve aynı Yasa zamanında bir kez işlemden kaldırılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra da dosyanın işlemden kaldırılması üzerine mahkemece, HMK’nın 320/4. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlık, önceki Yasa zamanında işlemden kaldırılıp yenilenen dosyanın, yeni Yasa zamanında tekrar işlemden kaldırılması hâlinde HMK’nun uygulanıp uygulanmayacağı, sonucuna göre de davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilip verilemeyeceği noktasında bulunmaktadır.
    Mülga 1086 sayılı HUMK zamanında açılan bir dava, bu dönemde hiç işlemden kaldırılmamış ve 6100 sayılı HMK zamanında işlemden kaldırılmışsa bu takdirde tamamlanmış bir işlem bulunmadığından ve usul hükümlerinin hemen uygulanması gerektiğinden hareketle HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksamamak gerekir (Aynı ilke Hukuk Genel Kurulunun 15.05.2013 tarih 2012/17-1629 E., 2013/700 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.).
    Buna karşılık somut olayda olduğu gibi mülga 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde davanın bir kez işlemden kaldırılıp yenilenmesinden sonra, 6100 sayılı HMK zamanında da işlemden kaldırılması hâlinde, önceki Yasa zamanında yapılmış işlem gözetilerek 6100 sayılı HMK uygulanarak bir sonuca ulaşılması usule uygun olmayacağı gibi, varılacak sonuç hukuki güvenlik hakkına da aykırı olacaktır. Zira dosyanın ilk defa takipsiz bırakılması ile işlemden kaldırıldığı (22.12.2009) tarihte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) yürürlükte olup, mahkemece de bu Kanunun 409. maddesine dayalı olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu maddenin son fıkrasında ise işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan davanın, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı düzenlenmiştir. Buna göre bir dava en fazla iki defa takipsiz bırakılabilecektir. Üçüncü defa takipsiz bırakılması hâlinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir. Bu bakımdan direnme kararının bozulması gerekmiştir (Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2014 gün ve 2013/6-497 E., 2014/268 K.; 29.05.2013 gün ve 2012/21-1698 E.,2013/779 K.; 25.02.2015 gün ve 2013/3-1324 E., 2015/877 K. sayılı kararları).
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeleri sırasında 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu dönemde işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyada, davanın bu kanunun 409/5’inci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için gerekli işlemlerin henüz tamamlanmadığı, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 448’inci maddesine göre tamamlanmış işlem bulunmadığını, usul hukuku kurallarının derhal uygulanır olması nedeniyle kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğini bu nedenle yerel mahkeme kararının onanması yönünde görüş bildirilmiş ise de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3’üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.06.2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi